Genel
Ramazan’ın son günde yapılacak ibadetler
Ramazan’da cömert davranmak, iyilik yapmak, çok hayır işlemek ve özellikle son 10 günde bunları daha da arttırmak tavsiye edilen ve Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.) yaptığı ibadetlerdir.
İbni Abbâs radıyallahu anhümâ şöyle dedi:
Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da ramazanda Cebrâil’in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil aleyhisselâm, ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur’an okurlardı. Bundan dolayı Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Cebrâil ile buluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı.” [1]
Âişe radıyallahu anhâ şöyle dedi:
Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri ihyâ eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunarak eşleriyle ilişkiyi keserdi. [2]
İYİLİK VE İBADETİN DEĞERİ İKİ SEBEPTEN BÜYÜKTÜR
Mevsiminde veya zamanında yapılan iş, iyilik ve ibadetin değeri iki sebepten dolayı büyüktür. Birincisi, yapılanın iyilik ve ibadet olması; ikincisi, “tam zamanında” yapılmış olmasıdır.
Öte yandan Hz. Peygamber’in her konuda olduğu gibi bu iki hususu değerlendirmede de bütün insanlardan önde bulunduğu muhakkaktır. İbni Abbas radıyallahu anhümâ, bu rivayetinde Efendimiz’in cömertliğiyle ilgili bir gözlemini bize nakletmekte, onun, halkın en cömerdi olduğu gerçeğini belirttikten sonra, bu cömertliğin zirveye ulaştığı zamanı ve sebebini haber vermektedir. Bu da, ramazan ayında, Cebrâil aleyhisselâm’ın her gece gelip kendisiyle Kur’an mukabele etmesidir. İbn Abbâs, Efendimiz’in cömertliğindeki bu artışı, engel tanımayan ve hızla esen rüzgâra benzetiyor. Bu benzetme, cömertlikte rüzgârdan daha süratli olduğu, rüzgârın rahmet bulutlarını toplayıp ihtiyaç sahiplerine ulaştırması, hızla esen rüzgârın durgunca esen rüzgârdan daha fazla yol alarak daha çok yerlere ulaşması gibi özelliklerden kaynaklanmaktadır. Bu sebeple de yerinde ve güzel bir benzetmedir.
RAMAZAN AYININ SON 10 GÜNÜNDE İTİKÂFA GİRMEK
Bilinen bir gerçektir ki Resûl-i Ekrem Efendimiz ramazan gelince kelimenin tam anlamıyla “kulluğa soyunur”, zikri, Kur’an okumayı, hayır hasenat yapmayı artırırdı. Ramazan’ın son on gününde de i’tikâf yapardı. Onun bu âdeti muhtelif sahâbîler tarafından nakledilmiştir. Nitekim 1196 numara ile de geçmiş olan ikinci hadîs-i şerîf, Hz. Âişe vâlidemizin konuya ait müşâhedesini yansıtmaktadır: Ramazan ayının son on günü girdiğinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem geceleri ihya eder, ev halkını uyandırır, ibadete soyunur ve eşleriyle ilişkiyi keserdi.
Kısaca bir daha belirtecek olursak Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Ramazan ayında artan cömertliğinin iki ana sebebi olduğu anlaşılmaktadır. Birisi, Cebrâil aleyhisselâm ile karşılaşmak. İkincisi Cebrâil aleyhisselâm ile Kur’an mukâbele etmek, yani karşılıklı Kur’an okumak… Ayrıca ramazanın son on gününde ibadeti arttırması da “bin aydan daha hayırlı” Kadir gecesinin bu on gün içindeki tek gecelerde bulunmasından ve o gecenin ihyâsına ümmetin dikkatini çekmek istemesinden dolayıdır.
Bu iki hadiste dikkatlerimize sunulan Efendimiz’in fiilî sünneti, ramazanda nasıl hareket etmemiz gerektiği konusuna tam bir açıklık getirmektedir.
HADİSTEN ÖĞRENDİKLERİMİZ
1- Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi.
2- Efendimiz’in cömertliği ramazan ayında bir kat daha artardı.
3- Ramazanda sâlih kişileri ziyaret etmek ve Kur’an okumak çok sevaptır.
4- Kur’an’ı ramazanda her zamankinden daha fazla okumak müstehaptır.
5- Ramazan’ın son on gününde her türlü iyilik ve ibadeti arttırıp geceleri ihyâ etmeye çalışmak, Hz. Peygamber’in izini takip etmek anlamına gelir.
0 comments