loading...

Dini Bilgiler

Peygamberimizin(sav) Namaz Kılışı

By  | 

PEYGAMBERİMİZİN NAMAZ KILIŞI

loading...

Na­ma­za du­ran kim­se­, Al­lah Te­âlâ’nın aza­me­t ve yü­ce­li­ği­ni, buna karşılık kendi kulluk, hiçlik ve acziyetini hissederek, hu­şû ve hu­zur hâ­lin­de ol­ma­lıdır. Öy­le ki, bu hâ­li­ni “is­tiğ­rak” seviyesine, ya­ni ken­di varlığından geçerek Hakʼta fânî olma derecesine yükseltmeye gayret etme­li­dir. Hiç şüphesiz ki bu hâ­lin zir­ve­si, Ra­sû­lul­lah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimizʼdir.

loading...

Nitekim Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ- vâlidemiz şöyle buyurur:

“Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- namaza durduğu zaman, yüreğinden kazan kaynamasına benzer bir ses duyulurdu. Ezan okunduğu zaman, Allâh’ın huzûruna çıkacağı için etrafındakileri tanımaz hâle gelirdi.” (Ebû Dâvûd, Salât, 157; Nesâî, Sehv, 18)

Allah Rasûlüʼnün mânevî terbiyesi altında yetişen güzîde sahâbîlerden Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- da namazdaki ruh mîrâcının ve kalbî istiğrâkın kâ‘bına varılmaz numûnelerinden biridir. Nitekim o mübârek sahâbînin, bir savaşta baldırına ok saplanmış ve verdiği büyük ıztıraptan dolayı da çıkarılamamıştı. Bunun üzerine hemen namaza duran Hazret-i Ali -radıyallâhu anh-, girdiği mânevî istiğrak hâlinin bereketiyle, okun çıkarıldığının farkına bile varmadan, huzur içinde namazını tamamlamıştır.

Diğer taraftan; “Namaz kılanlar müstesnâ ki onlar namazlarında devamlıdırlar.” (el-Meâric, 22-23); “…Onlar namazlarını muhafaza ederler.” (el-Enʼâm, 92) âyet-i kerîmeleri muktezâsınca, zâhirî ve bâtınî edeplerine riâyetle kılınan namazlar; kulu dâimâ Allâhʼın huzurunda olduğu şuurunu kazanmaya ve gönlü her dâim Allah ile olmaya hazırlar.

 

loading...