Dini Bilgiler
Namazda Rüku’da Okunan Dua
NAMAZDA RÜKÛ NEDİR?
Rükû sözlükte “eğilmek” anlamına gelir. Namazın ana unsurlarından olan rükû, eller dizlere erecek şekilde öne doğru eğilmek demektir.
Namazda rükûnun hükmü farzdır. Kıyam ve kıraatten sonra “Allahü Ekber” diyerek rükûa varılır ve burada üç defa “Sübhâne Rabbiye’l-azim” denilir. Rükû da iken ayakların üzerine bakılır. Erkekler, rükûda, parmakları açık olarak elleri ile dizlerini tutup sırtını dümdüz yaparlar. Dizlerini ve dirseklerini dik tutarlar Kadınlar, rükûda, sırtlarını biraz meyilli tutarak erkeklerden daha az eğilirler.
Ellerini (parmaklarını açmayarak) dizleri üzerine koyarlar ve dizlerini biraz bükük bulundururlar.
Rükûdan Kalkerken “Semiallâhü limen hamideh” diyerek rükûdan kalkılır ve ayakta “Rabbena leke’l-hamd” denilir. Erkeklerin, rükûdan kalkıp doğrulması Kadınların, rükûdan kalkıp doğrulması.
RÜKU NE DEMEK?
Rükû sözlükte “eğilmek” anlamına gelir. Namazın ana unsurlarından olan rükû, eller dizlere erecek şekilde öne doğru eğilmek demektir. Hz. Peygamber’in uygulamasına en uygun rükû şekli, sırt ve baş düz bir satıh oluşturacak biçimde eğilmektir. Tarif edilen bu rükû duruşunda bir müddet beklemek (tuma’nîne) ve yine rükûdan doğrulup, secdeye varmadan önce uzuvları sakin oluncaya değin bir süre kıyam vaziyetinde beklemek (kavme) ta‘dîl-i erkânın birer parçası olduğundan, Ebû Yûsuf’a ve Hanefî mezhebi dışındaki üç mezhebe göre tuma’nîne ve kavme farzdır. Ebû Hanîfe ve Muhammed’e göre ise vâciptir. Bu tume’nîne ve kavme süresinin asgari ölçüsü “sübhânellâhi’l-azîm” diyecek kadar durmaktır.
NAMAZIN RÜKÛNLARI
Namazın farzları onikidir. Bunlardan bir kısmı namazdan önce, namaza hazırlık niteliğindedir. Bunlara “namazın şartları” denir. Bir kısmı da, namaza durulunca yapılır ki, bunlara da “namazın rükûnları” denir.
Namazın rükunları altıdır.
1- İftitah Tekbiri: Namaza başlama tekbiridir. Niyetten sonra “Allâhu Ekber” diyerek eller yukarı kaldırılır, tekbir alınır.
2- Kıyam: Ayakta durmaktır. Gücü yetenler ayakta, yetmeyenler ise gücünün yettiği şekilde namazı kılarlar.
3- Kıraat: “Namazda Kur’ân okumak” demektir. Kıraat, kıyamdadır ve en az üç kısa âyet miktarı okunmalıdır.
4- Rükû: Kıraatten sonra eller dizlere erişecek şekilde eğilmekten ibarettir.
5- Sücûd: Rükûdan sonra ayak, diz ve ellerle beraber alnı ve burnu yere koymaktır. Yalnız alnın ve burnun yere değmesi yeterli değildir. Alın yerin sertliğini hissetmelidir. Kalabalık cemaatlerde arka saftakiler ön saftakilerin sırtına secde edebilirler.
6- Ka’de-i Âhire: Namazın sonunda “et-Tehiyyâtü” duâsını okuyacak kadar oturmaktır.
NAMAZDA KA’DE-İ AHÎRE NEDİR?
Ka‘de-i ahîre “son oturuş” demektir. Namazın sonunda bir süre (teşehhüt miktarı) oturup beklemek namazın rükünlerindendir. İki rek‘atlık namazlardaki oturuş, daha önce oturuş bulunmadığı için son oturuş sayılır.
Namazda kade-i âhire yapmanın hükmü farzdır. Namsın sonunda “Allahü Ekber” diyerek secdeden kalkıp oturulur. Otururken, el parmakları dizlerin hizasına gelecek şekilde eller uylukların üzerine konur ve kucağa bakılır.Oturuşta sırasıyla; a) Ettehiyyatü, b) Allahümme salli, c) Allahümme bârik, d) Rabbenâ âtina… duaları okunur. Erkekler, sol ayağını yere yayarak onun üzerine oturur, sağ ayak parmakları kıbleye yönelmiş durumda dik tutulur. Kadınlar, ayaklarını yatık olarak sağ tarafa çıkarır ve öylece otururlar.
Son oturuştaki süre Hanefîler’e göre “teşehhüt” miktarıdır. Teşehhüt miktarı ise, “Tahiyyât” duasını okuyacak kadar bir süredir. Şâfiî ve Hanbelîler’de ise farz olan oturuş süresi teşehhüt miktarına ilâveten bir de Hz. Peygamber’e salavat getirilebilecek (“Allahümme salli alâ Muhammed” diyecek) kadardır. Mâlikî mezhebine göre farz olan, hiç değilse selâm vermeye elverişli bir süre oturmaktır.
Namaz ibadetinin ana çatısını oluşturan şartlar ve rükünler bunlar olmakla birlikte, yukarıda da belirttiğimiz gibi, ta‘dîl-i erkân ve namazdan kendi fiili ile çıkmak da fakihlerin bir kısmına veya çoğunluğuna göre namazın farz veya vâcipleri arasında sayılır. Bu sebeple bu iki kavram hakkında burada bilgi verilmesi yerinde olur.
0 comments