Dini Hikayeler
İflas Eden Tüccar
Bir tüccar iflâs etmiş, bütün malını ve servetini kaybetmişti.
Üstüne üstlük bir de gırtlağına kadar borca batmıştı.
Ödeme imkânı da bulamıyordu.
Kime müracaat ettiyse geri çevriliyor, hangi kapıyı çaldıysa yüzüne kapanıyordu.
Çaresizlik içinde kıvranan bu zavallı adamcağız Ravzai Mutahhara‘ya gelerek orada namaz kıldı.
Bu ağır borç yükünden kurtulabilmek için dua etti. Peygamber Efendimizin hürmetine bu maddî sıkıntılarını gidersin diye Allah’a niyazda bulundu.
Orada öylece yalvarıp yakararak dua ederken uyuyakaldı.
Rüyasında Peygamber Efendimizi gördü. Hemen ellerini öptü, durumunu arz etti ve Efendimizden yardım istedi.
Peygamber Efendimiz ona:
Falan yere git! Orada çok zengin bir tüccar var, ona benden selâm söyle, senin sıkıntını gidersin, sana 100 altın versin,” buyurdu.
Bunun üzerine adam Efendimize:
“Ya Resûlallah! Ben o kimseye selâmınızı iletirim ve bana 100 altın vermesini emrettiğinizi söylerim, fakat bana inanmazsa elimden ne gelir?” dedi.
Efendimiz:
“Merak etme inanması için sana bir belge vereceğim.
Şöyle ki:
O kimse her gün mutlaka bana yüz salâvatı şerife okumayı vird edinmişti.
Fakat dün gece salâvat okumayı unuttu.
Ona hatırlat da bu akşam salâvat getirmeyi unutmasın.” buyurdu.
Adam uykusundan sevinç ve heyecanla uyandı.
‘Bu gördüğüm rüyada mutlaka bir hayır vardır.’ diye düşünüp Efendimizin rüyasında ona söylediği zengin adamı aradı.
Sora sora bu adamın evini öğrendi ve kapısını çaldı.
Kapı açıldı, işte aradığı zengin adam karşısındaydı.
Zengin adamın elinde bir elek, her tarafı saman içindeydi.
Meğer samanın içine yanlışlıkla bir altın düşürmüş ve onu bulmak için bütün samanı elekten geçiriyordu.
Zengin adamın bu hâlini görünce zavallı adamın ümitleri yıkılmıştı.
Öyle ya, bir altın için samanlığın altını üstüne getiren bir adam hiç kendisine yüz altın verir miydi? Ama ne olursa olsun üzerinde bir emanet vardı, bu emaneti sahibine tevdi etmeli, Resûlullah’ın selâmını ona iletmeliydi.
Bu arada zengin adam da bu gelen yabancının kim olduğunu, niçin geldiğini açıklamasını bekliyordu.
O da durumu anlattı:
“Resûlullah’ı rüyamda gördüm, sana selâm söyledi.
Ayrıca ben müflis bir kimseyim, çok borçlarım olduğu için bana da yüz altın vermeni emretti,” dedi.
Bunun üzerine adam elindeki eleği yere bırakıp:
“Senin doğru söylediğini ben nereden bileyim?” dedi.
Adam Resûlullah’ın verdiği belgeyi beyan ederek dedi ki:
“Efendim, bana inanmayacağınız ihtimalini Fahri Kainat Efendimize ifade ettiğimde buyurdular ki:
“Siz her gece Efendimize yüz salâvatı şerife okuyormuşsunuz, ama dün gece unutmuş, okumamışsınız.
Bu gece okumayı unutmayın.”
Adam şöyle bir düşündü; her gün yüz salâvat getirdiğini kimse bilmiyordu ve gerçekten de dün salâvat getirememişti.
Samanı elekten geçireyim diye telâş eden salâvat getirmeyi unutmuştu.
Böylece kapıdaki adamın doğru söylediğini anlayınca, bu durum öylesine hoşuna gitti ki, koskoca Muhammed Mustafa kendisine selâm söylemişti, bu ne büyük bir şerefti.
Resûlullah’ın gönderdiği bu selâmı tekrar tekrar duymak istiyordu.
Onun için adama:
“Peygamber Efendimiz sana ne söylemişti?” diye sordu.
Adam:
“Ona benden selâm söyle, sana 100 altın versin buyurdu,” dedi.
Zengin adam tekrar:
“Resûlullah sana ne dedi?” diye sordu.
Adam yine aynı cevabı verdi.
Zengin adam tam yedi defa “Resûlullah sana ne dedi, bir daha söyle.” diye tekrar tekrar sorup, Efendimizin kendisine gönderdiği selâmı tekrarlattı.
Tabiî selâmı getiren adam, zengin tüccarın kendisiyle dalga geçtiğini sanarak paradan iyice ümit kesiyordu ki, zengin tüccar:
“Hakkını helâl et! Ben Resûlullahın bana olan selâmını duymak için yedi kere tekrarlattım.
Şimdi sana Efendimizin her selâmı için 100 altın vereceğim.
Yedi defa tekrarlattığıma göre, 700 altın eder,” dedi ve altınları verdi.
0 comments