Genel
Hâcet Namazı Nasıl Kılınır?
Hacet Namazı Nedir?
Herhangi bir ihtiyacı olan kişinin, bu ihtiyacının giderilmesini Allah’tan dilemeden önce kıldığı namaza “Hacet namazı” denir.
Hâcet namazının rekat sayısıyla ilgili mezheplerde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu da hâcet namazıyla ilgili rivayetlerden kaynaklanmaktadır. Bir haceti, sıkıntısı, derdi olan kimse abdest alır iki, dört veya on iki rekât namaz kılar.(1) Mendûb olan hâcet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât olarak kılınır. Hanefî mezhebinde hakim olan görüş dört rekat kılınmasıdır.(2) Dört rek‘at olarak kılındığı takdirde birinci rek‘atında Fâtiha’dan sonra üç Âyetü’l-kürsî, diğer üç rek‘atında ise Fâtiha’dan sonra birer kere İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri okunur.(3)
Kur’ân, “Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin”(4) buyurur. Mü’minler; yalnız Allah’a kulluk etmek ve yalnız O’ndan yardım dilemekle yükümlüdürler.(5) Bu nedenle bir ihtiyaç içindeki insanın namaz ve dua ile Allah’a yönelmesinden, O’ndan yardım dilemesinden daha mâkul birşey olamaz. Hâcet namazı bu yöneliş ve dilemenin bir mukaddimesi niteliğindedir.
Günümüze bakacak olursak ihtiyaçlarımızın (hacetlerimizin) türlü türlü olduğunu görmekteyiz. İnsan yaratılış itibarıyla aciz ve fakir olduğu için ihtiyaçları hiç bitmez. Allah (cc)’ın ise hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ve bütün varlık onun kayyum sıfatına dayanarak ayakta durur. O (cc), Rezzak isminin tecellisiyle yerin altındaki kurtçuğun bile rızkını gönderir.
Müslümanların dünyanın dört bir tarafında türlü bela ve musibetlerle inlediği şu günlerde hacet namazıyla Allah (cc)’a hacetlerin arz edilmesinin çok büyük ehemmiyeti bulunmaktadır. Bu namazda insnalar Allah’a en içten duygularıyla hacetlerini söyler ve bu hacetlerinin giderilmesi için Allah (cc)’a yalvarırlar. Allah (cc), Kur’an’da “dua edin ki cevap vereyim” buyurmaktadır.
Meselenin diğer bir yönü de Cenâb-ı Allah’a arz edilen ihtiyaçlar, el açanların himmet hislerine göre farklılaşmasıdır. Kimileri, hayırlı eş, salih çocuk, geniş ev, bol rızık gibi isteklerinden dolayı hâcet namazı kılarlar; adanmış ruhlar ise, gece gündüz i’lâ-yı kelimetullah hesabına yalvarıp yakarırlar.(6) Hacet namazı kılarken kendi şahsi isteklerimizden ziyade ümmet-i Muhammedi ilgilendiren meselelerin Allah (cc)’a arz edilmesi kamil mü’min olmanın bir gereğidir.
Hâcet namazı bitince Allah’a hamd ve senâ, Rasûlullah’a salât ve selâmdan sonra bir hâcet duası okunması sünnettir. Dua olarak aşağıdaki dua okunabilir:
لا إِلهَ إِلَّا اللهُ الحَلِيمُ الكَرِيمُ ، سُبحانَ اللهِ ربِّ العَرْشِ العَظِيمِ : اَلْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ ، وَالسَّلَامَةَ مِنْ كَلِّ إِثْمٍ ، لَا تَدَعْ لِي ذَنْباً إِلَّا غَفَرْتَهُ ، وَلَا هَمّاً إِلَّا فَرَّجْتَهُ ، وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًى إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
اللَّهُمَّ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْعلِي العَظِيمُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْحلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ اَللَّهُمَّ كَاشِفَ الْغَمِّ مُفَرِّجَ الْهَمِّ مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ اِذَا دَعَوْكَ رَحْمَنَ الدُّنْيَا وَالاَخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هَذِهِ بِقَضَائِهَا وَ نَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةٍ مِنْ سِوَاكَ
“Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim, Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek şeyleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma Ya Erhamerrahimin.
Allah’ım, Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, Sana dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allahım, ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda beni başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde bana merhamet et.”
Onulmaz gibi görünen bir derdi, bir hastalığı olan kimse de abdest alır, iki rekât namaz kılar; hamd ü sena, salat ü selam ve ümmete dua ettikten sonra şu tevessülün akabinde ihtiyacını dile getirir:
اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ
“Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.”
Hacet Namazı Nasıl Kılnır?
Herhangi bir ihtiyacı olan kişinin, bu ihtiyacının giderilmesini Allah’tan dilemeden önce kıldığı namaza “Hacet namazı” denir.
Hâcet namazının rekat sayısıyla ilgili mezheplerde farklı görüşler bulunmaktadır. Bu da hâcet namazıyla ilgili rivayetlerden kaynaklanmaktadır. Bir haceti, sıkıntısı, derdi olan kimse abdest alır iki, dört veya on iki rekât namaz kılar.(1) Mendûb olan hâcet namazı, yatsı namazından sonra iki, dört ya da on iki rekât olarak kılınır. Hanefî mezhebinde hakim olan görüş dört rekat kılınmasıdır.(2) Dört rek‘at olarak kılındığı takdirde birinci rek‘atında Fâtiha’dan sonra üç Âyetü’l-kürsî, diğer üç rek‘atında ise Fâtiha’dan sonra birer kere İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleri okunur.(3)
Kur’ân, “Sabırla ve namazla Allah’tan yardım dileyin”(4) buyurur. Mü’minler; yalnız Allah’a kulluk etmek ve yalnız O’ndan yardım dilemekle yükümlüdürler.(5) Bu nedenle bir ihtiyaç içindeki insanın namaz ve dua ile Allah’a yönelmesinden, O’ndan yardım dilemesinden daha mâkul birşey olamaz. Hâcet namazı bu yöneliş ve dilemenin bir mukaddimesi niteliğindedir.
Günümüze bakacak olursak ihtiyaçlarımızın (hacetlerimizin) türlü türlü olduğunu görmekteyiz. İnsan yaratılış itibarıyla aciz ve fakir olduğu için ihtiyaçları hiç bitmez. Allah (cc)’ın ise hiçbir şeye ihtiyacı yoktur ve bütün varlık onun kayyum sıfatına dayanarak ayakta durur. O (cc), Rezzak isminin tecellisiyle yerin altındaki kurtçuğun bile rızkını gönderir.
Müslümanların dünyanın dört bir tarafında türlü bela ve musibetlerle inlediği şu günlerde hacet namazıyla Allah (cc)’a hacetlerin arz edilmesinin çok büyük ehemmiyeti bulunmaktadır. Bu namazda insnalar Allah’a en içten duygularıyla hacetlerini söyler ve bu hacetlerinin giderilmesi için Allah (cc)’a yalvarırlar. Allah (cc), Kur’an’da “dua edin ki cevap vereyim” buyurmaktadır.
Meselenin diğer bir yönü de Cenâb-ı Allah’a arz edilen ihtiyaçlar, el açanların himmet hislerine göre farklılaşmasıdır. Kimileri, hayırlı eş, salih çocuk, geniş ev, bol rızık gibi isteklerinden dolayı hâcet namazı kılarlar; adanmış ruhlar ise, gece gündüz i’lâ-yı kelimetullah hesabına yalvarıp yakarırlar.(6) Hacet namazı kılarken kendi şahsi isteklerimizden ziyade ümmet-i Muhammedi ilgilendiren meselelerin Allah (cc)’a arz edilmesi kamil mü’min olmanın bir gereğidir.
Hâcet namazı bitince Allah’a hamd ve senâ, Rasûlullah’a salât ve selâmdan sonra bir hâcet duası okunması sünnettir. Dua olarak aşağıdaki dua okunabilir:
لا إِلهَ إِلَّا اللهُ الحَلِيمُ الكَرِيمُ ، سُبحانَ اللهِ ربِّ العَرْشِ العَظِيمِ : اَلْحَمْدُ للهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ، أَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ، وَالْغَنِيمَةَ مِنْ كُلِّ بِرٍّ ، وَالسَّلَامَةَ مِنْ كَلِّ إِثْمٍ ، لَا تَدَعْ لِي ذَنْباً إِلَّا غَفَرْتَهُ ، وَلَا هَمّاً إِلَّا فَرَّجْتَهُ ، وَلَا حَاجَةً هِيَ لَكَ رِضًى إِلَّا قَضَيْتَهَا يَا أَرْحَمَ الرَّاحِمِينَ
اللَّهُمَّ أَنْتَ تَحْكُمُ بَيْنَ عِبَادِكَ فِيمَا كَانُوا فِيهِ يَخْتَلِفُونَ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْعلِي العَظِيمُ لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ الْحلِيمُ الْكَرِيمُ سُبْحَانَ رَبِّ السَّمَوَاتِ السَّبْعِ وَرَبِّ الْعَرْشِ الْعَظِيمِ اَلْحَمْدُ لِلَّهِ رَبِّ الْعَالَمِينَ اَللَّهُمَّ كَاشِفَ الْغَمِّ مُفَرِّجَ الْهَمِّ مُجِيبَ دَعْوَةِ الْمُضْطَرِّينَ اِذَا دَعَوْكَ رَحْمَنَ الدُّنْيَا وَالاَخِرَةِ وَرَحِيمَهُمَا فَارْحَمْنِي فِي حَاجَتِي هَذِهِ بِقَضَائِهَا وَ نَجَاحِهَا رَحْمَةً تُغْنِينِي بِهَا عَنْ رَحْمَةٍ مِنْ سِوَاكَ
“Halîm ü Kerîm Allah’tan başka ilah yoktur. Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Rabbim, Senden, rahmetinin gereklerini, merhametini celbedecek şeyleri, gerçekleşmesi muhakkak olan mağfiretini, günahtan korunmayı, her türlü iyiliği kazanmayı, her türlü günahtan da selâmette olmayı istiyorum. Bende bağışlamadığın hiçbir günah, gidermediğin hiçbir keder, Senin rızana muvafık olup da karşılamadığın hiçbir ihtiyaç bırakma Ya Erhamerrahimin.
Allah’ım, Sen kullarının ihtilaf ettikleri şeylerde hüküm verirsin. Yüce ve Azim Allah’tan başka ilah yoktur. Halîm ve Kerîm Allah yegâne ilahtır. Yedi semanın ve Arş-ı Azîm’in Rabbi Allah’ı tesbih ederim. Hamd alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
Ey kederleri gideren, tasaları kaldıran, Sana dua ettiklerinde çaresizlerin duasına icabet eden Allahım, ey dünya ve ahiretin Rahman ve Rahîm’i! Şu ihtiyacımın giderilmesi ve tamamlanması hususunda beni başkalarının merhametinden müstağni kılacak bir şekilde bana merhamet et.”
Onulmaz gibi görünen bir derdi, bir hastalığı olan kimse de abdest alır, iki rekât namaz kılar; hamd ü sena, salat ü selam ve ümmete dua ettikten sonra şu tevessülün akabinde ihtiyacını dile getirir:
اَللّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ وَأَتَوَجَّهُ إِلَيْكَ بِنَبِيّـِكَ مُحَمَّدٍ نَبِيِّ الرَّحْمَةِ، يَا مُحَمَّدُ إِنِّي أَتَوَجَّهُ بِكَ إِلَى رَبِّي فِي حَاجَتِي هَذِهِ لِتُقْضَى لِي، اَللّهُمَّ فَشَفّـِعْهُ فِيَّ
“Allah’ım Sen’den diliyor ve dileniyorum, Rahmet Peygamberi Hazreti Muhammed’i vesile edinerek Sana teveccüh ediyorum. Ya Muhammed (aleyhissalâtu vesselâm) şu hacetimin yerine getirilmesi için seni vesile yaparak Rabbime yöneliyorum. Allahım, Rasûl-ü Ekrem (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’i hakkımda şefaatçi eyle.” Bu yazıyı paylaştığınızda eğer başka bir kişide sayenizde okursa önemli bir hayıra vesile olacaksınız. Lütfen paylaşalım.
0 comments