loading...

Dini Bilgiler

Eşini Kördüğüm Gibi Sevmek

By  | 

“KÖRDÜĞÜM” ÇOK GENİŞ BİR MUHABBET İFADESİ

loading...

Hâlbuki son Peygamber, devlet başkanı ve komutan olarak Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- yoğunluk ve iş yükünün zirvesini, hem de bin dört yüz küsur sene öncesinin imkânları çerçevesinde yaşamış bulunmasına rağmen âile hayatına büyük bir emek vermiş, çocuklarına ve eşlerine âzamî ilgi ve alâkayı göstermiştir. Tebliğ, işkence ve savaşlar bir yandan; âyet âyet vahyin inişinin heyecanı ve sorumluluğu bir yandan onu kuşatmasına, hâsılı fizikî ve rûhî bütün yoğunluğuna rağmen, hanımlarının gönlünü almayı, onlarla hoşça vakit geçirmeyi ihmal etmeyen bir “üsve-i hasene” olmuştur O!.. Dâimî mütebessim çehresi ile etrafına sükûnet dağıtırken, güzel söz ve iltifatları, jest ve latîfeleri ile de gönüllere taht kurmuş bir âile reisidir aynı zamanda… (Tabiî ki O’nun bu mübârek hâl ve tavırları, sadece beylere değil, yoğun işler arasında sıkışıp kalmaktan muzdarip hanımlara da mesajlar taşıyor.)

loading...

Birkaç misal hatırlayalım birlikte… Bir defasında Hazret-i Âişe -radıyallâhu anhâ-, Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e:

“-Beni seviyor musun?” diye sormuş. Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“-Seviyorum ey Âişe!” diye cevap vermiş. Sonrasında:

“-Nasıl seviyorsun?” diye sormuş Âişe validemiz… Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- de:

“-Kördüğüm gibi seviyorum.” cevabını vermiş. Vâlidemiz zaman zaman Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e:

“-Kördüğüm ne durumda, ne âlemde?” diye sormayı da ihmal etmezmiş. Her zaman aldığı cevap da:

“-İlk günkü gibi…” olurmuş.

Kördüğüm, sıra dışı, çok geniş bir muhabbet ifadesi; “ilk günkü gibi” tanımlaması ise olması gerekene bir işaret âdeta… Âhiret hayatını hesaba katmadan yaşayıp, evliliğin aşkı öldürdüğünü iddia ederek, akılları sıra gayr-ı meşrû birliktelikleri savunanlar için de bir şamar niteliğinde…

PEYGAMBERİMİZ’İN AİLE HAYATINI RENKLENDİRİCİ FAALİYETLERİ

Ayrıca Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, bu muhabbetini, hanımının gıyâbında, sahabîlerine de ifade etmekten çekinmeyerek başka bir çığır açmış. Bir gün kendisine en çok kimi sevdiği sorulmuş. O hiç evirip çevirmeden, yalın, saf ve net bir şekilde:

“-Âişe’yi!..” buyurmuş.

“-Erkeklerden kimi seviyorsunuz?” sorusuna ise:

“-Âişe’nin babasını!..” cevabını vermiş.

Cevâbında, “Ebûbekir’i…” diyebilecekken, “Âişe’nin babasını” demesi de ayrı bir incelik tabiî ki… Kişinin eşinin gıyâbında da ondan sevgiyle bahsetmesi, bir muhabbet tesisi, yatırımı şüphesiz…

“İşim başımdan aşkın!..” demesi, pekâlâ doğru ve mümkünken, âile hayatını renklendirecek faaliyetleriyle de “Üsve-i Hasene”, Önderimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-… Bunlardan biri; Hazret-i Âişe validemizle yaptığı iki yarış… Peygamberimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in teklifi ile yapılıyor yarış ve Hazret-i Âişe vâlidemiz yeniyor. Bir yıl sonra aynı yerde:

“-Ey Âişe! Geçen yıl burada sen beni geçmiştin. Yine yarışalım mı?” diye soruyor.

Validemiz de kabul ediyor. Bu sefer Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem- geçiyor ve teselli etmeyi de ihmal etmiyor.

“-Üzülme, geçen sefer sen beni geçmiştin; şimdi de ben geçtim. Eşit olduk, ödeştik!” (Bkz: Ebû Dâvud, Cihad, 68/2578) diyerek eşini taltif ediyor. Basit bir-iki koşu gibi görünebilir bunlar ilk bakışta, tablonun bütününe bakılmazsa eğer… Câhiliye toplumundan yeni çıkılan bir ortamda olması, o yoğunlukta ayrılan kıymetli bir zaman dilimi olması; mesajın ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. İş hayatının, âile hayatının hiçbir alanına engel olamayacağını da en güzel şekilde gözler önüne seriyor.

loading...