Dini Hikayeler
Dünyaya kanmayan gönül!
Şeyh Edebali’nin Osman Gazi’ye şu tavsiyesi de dikkat çekicidir: “İnsan bir kere oturdu mu, yerinden kolay kolay kalkamaz. Kişi kıpırdamayınca uyuşur. Uyuşunca lâflamaya başlar, lâf dedikoduya dönüşür. Dedikodu başlayınca da gayri iflâh etmez. Dost, düşman olur; düşman, canavar kesilir…”
“Hazreti Ömer’den sonra Kudüs’ü fetheden ikinci büyük unvanın sahibi olan Selahaddin Eyyûbî, dünya zevklerine önem vermeyen büyük bir devlet adamıdır.
Yusuf İbn Kabid isminde bir seveni, kalbi cihad ile atan bu büyük lidere, ikamet etmesi için Dımaşk’ta (Şam) bir ev yaptırır. Fakat Selahaddin Eyyübi:
“Allah Teâla bizleri, Dımaşk veya başka bir yerde ikamet etmekten ziyade, O’na kulluk ve O’nun yolunda cihad edelim diye yaratmıştır” diyerek bu ikramı reddeder.”[1]
ALLAH YOLUNDA ÇALIŞANLAR
Mücâhid ruhlu insanların hiç haz almadıkları hususlardan biri de, bir yerde oturup kalmaktır. Rabbimiz şöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size “Allah yolunda sefere çıkın” denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahiretten vazgeçip dünya hayatına mı râzı oldunuz? Oysa ahirete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.” (Tevbe 9/38)
“Mü’minlerden özür sahibi olmaksızın (cihattan geri kalıp) oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler eşit olamazlar. Allah, mallarıyla, canlarıyla cihad edenleri, derece itibariyle, cihattan geri kalıp oturanlara üstün kılmıştır. Gerçi Allah (mü’minlerin) hepsine de en güzel olanı (cenneti) vadetmiştir. Ama mücahitleri büyük bir mükâfat ile kendi katından dereceler, bağışlanma ve rahmet ile cihattan geri kalıp oturanlara üstün kılmıştır. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir. (Nisâ 4/95)
0 comments