loading...

Dini Bilgiler

Dil Testi ile Dilinizin Masumiyetini Ölçün

By  | 

Es-Selâmu Aleykum kıymetli okur. Nasıl ki insanın en büyük düşmanı nefsidir ve bir lahza olsun onu bırakmaz; öyle de, dili de afetidir. Çetin bir bela gibidir âdeta söylemlerine sarılıveren. Ve iyi bilmeliyiz ki, tehlikesi pek büyüktür. Âkıbetinin kötülüğünden ise ancak susarak kurtulmak mümkündür. Bu sebeple yüce dinimiz, susmayı övmüş ve teşvik etmiştir.

loading...

Şimdi bu konudaki birkaç hadise değinelim;

loading...

Ukbe b.Amir (Radıyallâhu Anh) anlatır: “Ey Allah’ın Resûlü! Kurtuluş nedir?” diye sordum. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Dilini muhafaza et, evin sana geniş olsun; hâcet dışında evinden çıkma ve hatalarına ağla.” (Tirmizî, Zühd, 61)

Muâz b.Cebel (Radıyallâhu Anh), Resûlullah Efendimiz’e (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Ey Allah’ın Resûlü, söylediklerimizden sorumlu tutulacak mıyız?” diye sorduğunda; Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem),

“Allah iyiliğini versin ey İbn Cebel! İnsanları yüzleri üstü cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin kazandığı günahtan başka ne olabilir?” buyurdu. (Tirmizî, İmân, 8)

Peki, dilimizin afetleri nelerdir?

1. Malayani Konuşmak

Kulun sermayesi, vaktidir. O, vaktini boş şeylere harcar ve ahiret sevabı elde etmezse, gerçekten sermayesini zayi etmiş olur. Bunun için Resûlullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Mâlâyâniyi (kendisine fayda vermeyen söz ve işleri) terk etmek kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir.” (Tirmizî, Zühd,11)

2. Fuzuli Konuşmak

Malayaniye dalmak ve ihtiyacından fazla konuşmak bu kapsama girer. Maksadını bir kelime ile ifade edebilecekken iki kelime kullanırsan, her ne kadar içerisinde günah ve zarar olmasa da o ikincisi fuzûlî olur. Amr b. Dînâr (Radıyallâhu Anh) anlatır. “Bir adam Resûlullah’ın (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) yanında çok konuştu. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona, “Dilinin önünde kaç tane perde var?” diye sordu; adam, “İki dudağım ve dişlerim vardır.” dedi. Resûl-i Ekrem Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “Bunların içerisinde fazla sözlerini geri çevirecek hiçbir şey bulunmadı mı?” buyurdu. (İbn Ebü’d-Dünyâ, Kitâbü’s-Samt, nr.93,735)

3. Bâtıla Dalmak

Bâtıla dalmak, günah olan şeyleri konuşmak demektir. Kadınların hâllerini, içki meclislerini, fâsıkların makamlarını, zenginlerin varlıklarını, padişahların kibirlerini, kötü merasimlerini, çirkin davranışlarını anlatmak gibi. Bütün bunlar, konuşmaya dalmanın helâl olmadığı konular olup haramdır. Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh) şöyle demiştir: Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Adamın biri, yanında oturanları güldürmek için (haram) bir kelime konuşur; o kelimesi sebebiyle Süreyya yıldızından daha uzaktan (ateşe) düşer.” (Ahmed, Müsned.2/402)

Yine Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Kıyamet günü insanların hata yönünden en büyüğü, bâtıla en fazla dalanlardır.” (Câmiu’s-Sağir, Suyûtî, Hd.No:2207)

4. Münakaşa ve Mücadele

Münakaşa ve mücadele etmek yasaklanmıştır. Bu konuda Resûlullah Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Kardeşinle münakaşa etme! Onunla alay etme! Ona, yerine getiremeyeceğin vaadde bulunma!” (Buhârî, Edebü’l-Müfred, nr.394)

Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başka bir hadisinde: “Bil ki kul, haklı bile olsa münakaşayı terk etmediği müddetçe imanın hakikatını tadamaz.” (Ziyade ile beraber, Ahmed.Müsned, 2/352)

5. Düşmanlık

Düşmanlık da diğerleri gibi kötü bir ahlâktır. Bu çekişme (karşısındaki insanın konuşmasındaki bir yanlışlık ve eksikliği ortaya çıkararak onu küçük düşürmeye çalışmak) ve cidalden daha kötü bir huydur. Ebû Hüreyre (Radıyallâhu Anh) der ki:

Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Bilgisizce husumet içinde mücadele eden kişi, mücadeleden vazgeçinceye kadar Allah’ın gazabına mâruz kalır.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sagîr, nr.8612)

6. Yapmacık Konuşmak

Zorlanarak, yapmacık dizilen her kafiyeli söz de bu kapsama girer. Haddi aşan fesahat konuşmaları, karşılıklı görüşmelerdeki yapmacık sözler de öyledir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ben ve ümmetimin takvâ sahipleri, tekellüften(zorlanarak yapmacık söz ve hareketten) uzağız.” (Sehâvî, Makâsıdü’l-Hasene, nr.191)

7. Sövmek ve Çirkin Sözler Söylemek

Sövmek ve çirkin söz söylemek de dinimizin yasakladığı davranışlardandır. Bunun kaynağı bozuk ve düşük huydur. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir hadisinde şöyle buyurmuştur: “Çirkin konuşmak ve gizlenenleri beyan etmek, münafıklığın iki şubesidir.” (Ahmed, Müsned, 5/269)

8. Lânet Etmek

Lânet etmek, ister hayvana, ister cansız varlıklara, ister insana olsun hepsi de dinimizce kötü görülmüştür. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz lânet ediciler kıyamet günü ne şefaat edebilir ne de şahit olabilir.” (Buhârî, Edebü’l-Müfred,nr.316)

9. Şarkı ve Şiir

Şiir normal bir kelâmdan ibarettir. Güzel olanı güzel, kötü olanı kötü kabul edilmiştir. Ancak, sadece şiir ile uğraşmak uygun görülmemiştir. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Elbette sizden birinizin içinin irinle dolu olması, onun şiirle dolu olmasından daha hayırlıdır.” (Buhârî, Edeb, 92) Yine Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) başka bir hadisinde: “Şiirin bazısında hikmet vardır.” buyurmuştur. (Ziyadelerle beraber bk. Buhârî,Edebü’l-Müfred,nr.872)

Nitekim Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Medineli sahâbelerden Hassan bin Sâbit’e (Radıyallâhu Anh) şiirle kafirleri yenmesini emretmiştir.

10. Mizah-Şaka

Mizah aslında yasaklanmıştır. (Şakada yasaklanan, aşırıya kaçmak ve devamlı yapmaktır.) Ancak hafif şakaya göz yumulmuştur. Bu konuda Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Ben şaka yaparım; ancak haktan başkasını söylemem.” (Heysemî, Mecmau’z-Zevâid, 9/17)

Muhammed bin Vâsi’ (Rahmetullâhi Aleyh), yanındaki birine, “Cennette bir adamın ağladığını görsen şaşırmaz mısın?” diye sordu; adam, ”Evet, şaşırırım.” deyince, Muhammed bin Vâsi’ (Rahmetullâhi Aleyh), “Âkıbetinin ne olacağını bilmediği halde, dünyada gülen kişinin durumuna daha çok şaşılır.” dedi.

11. Alay Etmek

Alay etmek haramdır, özellikle karşı tarafa eziyet ve sıkıntı verdiği zaman daha şiddetli haram olur. Bu konuda Yüce Allah (Celle Celâlihu) şöyle buyurur:

BismillahirRahmânirRahîm

“Ey müminler! Bir topluluk diğer bir topluluğu alaya almasın; belki de onlar, kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da kadınları alaya almasınlar; belki alay ettikleri kimseler kendilerinden daha hayırlıdır.” (Hucurât Sûresi, 11)

12. Sırrı Yaymak

Sırrı ifşa etmek de yasaklanmıştır. Çünkü bununla tanıdık ve dostlara eziyet, haklarına ihanet edilmiş olur. Bu konuda Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kimse biriyle konuşurken, kimse duydu mu acaba diye sağa sola bakarsa, bu konuşma onu dinleyen için bir emanet olur (Onu gizlemelidir).” (Ebû Davud, Edeb, 37)

13. Yalan Yere Söz Vermek

Dil âdeta söz vermede yarışır. Sonra da nefis genellikle o sözü yerine getirmeye yanaşmaz. Böylelikle sözünde durmamış olur. Bu ise münâfıklığın alâmetlerindendir. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Üç huy vardır ki onlar kimde olursa, her ne kadar oruç tutsa da namaz kılsa da, Müslüman olduğunu sansa da o münafıktır. Bunlar şunlardır:

  • Konuştuğunda yalan söyler.
  • Söz verdiğinde sözünde durmaz.
  • Emanet edildiğinde hıyanet eder.  (Buhârî,İmân,24)

14. Yalan Yere Konuşmak ve Yalan Yere Yemin Etmek

Yalan konuşmak günahların en büyüğü ve çirkinidir. Ve bizler şunu iyi bilmeliyiz ki; yalan, bizâtihi kendisinden değil, muhataba ya da başkasına zarar verdiği için haram kılınmıştır. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Bir kul yalan söylediğinde o yalanın yaydığı o kokudan dolayı melek kendisinden bir mil* uzaklaşır.” (Tirmizî, Birr ve’s-Sıla,46) 

*Eski bir uzunluk birimidir. Bölgelere göre değişkenlik gösterir

15. Gıybet Etmek

Câbir ve Ebû Saîd (Radıyallâhu Anhüm), Allah Resûlü’nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu nakletmişlerdir: “Gıybetten sakının. Şüphesiz ki gıybet, zinadan daha kötüdür. Bir adam zina eder, sonra pişman olur, Allah da tövbesini kabul eder. Gıybet eden ise, gıybeti yapılan onu affetmeden bağışlanmaz.” (Süyûtî, Câmiu’s-Sagîr, nr.2919)

İbn Abbas (Radıyallâhu Anh) demiştir ki: “Arkadaşlarının ayıplarını zikretmek istediğinde kendi ayıplarını hatırla.”

16. Söz Taşıma-Kovuculuk

Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in tanımı ile gıybet, ‘Birimizin kardeşini hoşlanmayacağı şekilde anması.’ iken, dedikodu; başkasının sözünü aleyhinde konuşulan kişiye ulaştırmak olarak bilinmektedir. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), “En şerlilerinizi size haber vereyim mi?” buyurdu. Sahâbeler, “Evet, haber ver.” deyince Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) onlara, “Laf getirip götüren, dostlar arasında fesat çıkaran ve temiz insanlarda kusur arayanlardır.” buyurdu. (Ahmed,Müsned,6/459)

17. İkiyüzlülük

İkiyüzlü davranan kimse, birbirine düşmanlığı olan iki kişi arasına gider gelir ve her birinin hoşuna gideceği şekilde konuşur. Bu münafıklığın ta kendisidir. Bu konuda Ammâr bin Yâsir (Radıyallâhu Anh) Allah Resûlü’nün (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurduğunu haber vermiştir: “Bu dünyada ikiyüzlü olanın, kıyamet günü ateşten iki dili olur.” (Buhârî,Edebü’l-Müfred,nr.1310)

18. Övmek

Övmek; bazı durumlarda yasaklanmış, bazı durumlarda caiz (öven ya da övülen kişi övgünün tehlikelerinden/afetlerinden korunmuşsa) görülmüştür. Allah Resûlü (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Fâsık övüldüğü zaman, Allah gazaplanır.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân, nr.4885)

Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Hazreti Ömer hakkında şöyle buyurmuştur: “Ey Ömer, eğer ben peygamber olarak gönderilmeseydim, sen gönderilirdin.” (Beyhakî, Şuabü’l-İmân,nr.36)

19. Konuşulan Sözdeki Gizli Hataların Farkında Olmamak

Dinî konularda doğruyu söylemek, meseleyi doğru bir şekilde aktarmak, ancak sözün ehli âlimlerin işidir. İlmi az ya da anlatımı noksan olan kişi konuşarak yanlış yapmış olur, yanlışından kurtulamaz, fakat, cahil olduğu için Allah (Celle Celâlihu) onu affeder inşâAllah.

Bu konuya misal olarak Huzeyfe (Radıyallâhu Anh), Allah Resûlü Sallallahu Aleyhi ve Sellem‘in  şöyle buyurduğunu nakletmiştir: Sizden biriniz, ‘Allah ve sen dilediğin sürece’ demesin. ‘Allah dilediği sonra sen de istediğin zaman’ desin.” (Ebû Davud, Edeb, 84)

20. Halkın Yersiz Soruları

Halkın, Allah Teâlâ’nın sıfatları ve kelâmıyla ilgili soruları, Kur’an’ın harflerinin ezelî midir, sonradan mı yaratılmıştır şeklindeki soruları dilin âfetlerindendir. İnsanın kendisine farz olan ibadetleriyle ilgili soruları bırakıp, kendisini hiç alâkadar etmeyen soruları sorması edep dışı bir iştir. Resûl-i Ekrem (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur: “Benim sizi serbest bıraktığım konularda siz de beni serbest bırakın(o konuda soru sormayın). Sizden önceki ümmetleri helâk eden şey, peygamberlerine çok soru sormaları ve ihtilâfa düşmeleridir. Ben size neyi yasakladıysam ondan kaçının. Neyi emrettiysem de gücünüz yettiğince onu yapın.” (Buhârî, İ’tisâm, 2)

loading...