Dini Bilgiler
Borçlanarak hacca gitmek doğru mudur?
Bir Müslümanın hac ibadetiyle yükümlü olması için sağlık ve servet yönünden haccetme imkânına sahip, hür, akıl sağlığı yerinde ve büluğ çağına erişmiş olması gerekir. (Mevsılî, el-İhtiyâr, I, 435-438) Bu itibarla maddi yönden haccetme imkânına sahip olmayan kişilerin borçlanarak hacca gitmeleri gerekmez. Ancak, borçlanarak hacca gitmeleri hâlinde, hac ibadeti geçerli olur ve kendilerinden hac sorumluluğu da düşer.
Diğer taraftan, haccın farz olması için gerekli şartları taşıdığı hâlde, hac mevsiminde hazır parası bulunmayan ve borç aldığı takdirde bunu daha sonra ödeme gücüne sahip olan kişilerin, bu görevi bir an önce ifa etmeleri için, borç alarak hacca gitmeleri uygun olur.
“Hac” kelimesi sözlükte; saygı duyulan büyük ve önemli bir şeye yönelmek, ziyaret etmek, bir yere gidip gelmek, delil ile galip gelmek anlamlarına gelir. Bir fıkıh terimi olarak; imkanı olan müslümanların belirlenmiş zaman içinde Kâ’be, Arafat, Müzdelife ve Mina’da belli dînî görevleri şart ve usulüne uygun olarak yerine getirmek suretiyle yapılan ibadeti ifade eder. (İbn Hümâm, II, 415)
İslam’ın beş temel esasından biri olan hac; İslam’ın evrenselliğini, birlik ve beraberliğini, ırk, renk, cinsiyet, dil, ülke ve kültür ayırımı yapmadan müminlerin kardeşlik ve eşitliğinin temsil edildiği bir ibadettir.
Hac, kefen misali bembeyaz giysiler içinde ahiretteki mahşeri hatırlatan, aynı kıyafet içinde zengin-fakir, şehirli-köylü ayırımını ortadan kaldıran, “ben”liği yıkıp “biz”i öne çıkaran, şeytan taşlama, tavaf ve Sa’y gibi “temsîli” görevlerin îfa edildiği, helal olan bazı şeylerin ihrama girdikten sonra haram kılındığı ve böylece nefis terbiyesi, irade ve sabır eğitiminin yapıldığı, yüz binlerle birlikte Allah’a açılan ellerin boş çevrilmediği, dînî duyguların ihlas ve samimiyetin doruk noktaya çıktığı bir ibadettir.
Hac, dünya Müslümanlarının kaynaşmasını, birbirlerini ve değişik kültürleri tanımalarını sağlar. İslâmî bilinçlenmeye, imanın aksiyona geçirilmesine, manevî kirlerden arınmaya, gönlü bütün safiyeti ile Yaratan’a açmaya vesile olur.
“Kim Allah için hacceder de (Allah’ın rızâsına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı hariç) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner.” (Buhârî, Hac, 4. II, 1141. Nesâî, Menâsikü’l-Hac, 4. V, 114. Müslim, Hac, 438. I, 983. İbn Mâce, Menasik, 1. II, 962.)
“Hacılar ve umre yapanlar Allah’ın (evinini) ziyaretçileridir. Kendisine dua ederlerse dualarına icabet eder, On’dan bağışlanma dilerlerse onları bağışlar”(İbn Mâce, Menasik, 5. No: 2892. II, 966.) anlamındaki hadislerde de ifade edildiği gibi hacda yapılan dualar ve tövbeler kabul görür. Böylece bu ibadeti îfa edenler, işlemiş oldukları hata ve günahlarından arınarak hayata yeni bir canlılık ve şuurla dönerler.
HACCIN FAZİLETİ
Hac en fazîletli ibadetlerden biridir. Bir sahâbî,
– “Ey Allah’ın Elçisi! En fazîletli amel hangisidir” diye sordu. Hz. Peygamber.
– “Allah’a imandır” buyurdu. Sahâbî,
– “Sonra hangisidir” diye sordu. Hz. Peygamber,
– “Allah yolunda cihâd etmektir” buyurdu. Sahâbî,
– “Sonra hangisidir” diye sordu. Hz. Peygamber,
– “Makbul bir hacdır” buyurdu.(Nesâî, Menâsikü’l-Hac, 4, V, 113; Buhârî, Hac, 4, II, 1141.) Peygamberimizin beyanı ile, “Makbul bir haccın mükafatı da ancak cennettir.”
0 comments