loading...

Dini Hikayeler

Bayat Ekmek’ten İbretlik Bir Ders

By  | 

Aşağıda hikayeyinin devamını okumadan önce, peygamber efendimizin komşuluk üzerine bir kaç hadisini paylaşmak isitiyoruz.

loading...

101- Hz Âişe (ra) Peygamber (sav)’den anlattığına göre, Peygamber şöyle dedi:
“ Cibril (as), devamlı olarak bana komşuyu tavsiye ediyordu, hatta zannettim ki, Cibril komşuyu (komşuya) varis kılacak.”

loading...

102- Ebû Şureyh, El-Huza’î, Peygamber (sav)’den rivayet ettiğine göre, Peygamber şöyle dedi:
“- Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, komşusuna iyilik etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, misafirine ikram etsin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden kimse, hayır söylesin yahut sussun”
KOMŞUNUN HAKKI

Mikdad İbn-i’l-Esved’den işitildiğine göre şöyle demiştir:
“- Rasûlullah (sav), ashabına zinadan sordu” Ashab:
“- Haramdır, Allah ve onun peygamberi onu haram kılmıştır,” dediler.
Peygamber şöyle buyurdu:
“- İnsanın, on kadınla zinâ etmesi, komşusunun karızı ile zinâ etmesinden, üzerine daha hafif günahtır.”
Yine ashaba hırsızlıktan sordular. Ashab:
“- Haramdır, onu Aziz ve Yüce olan Allah iel onun peygamberi harım kılmıştır? dediler.
Bunun üzerine Peygamber şöyle buyurdu:
“- On ev halkından çalması da, komşusunun evinden çalmasından, üzerine daha hafif günahtır.
– İbn-i Ömer’den rivayet edildiğine göre, şöyle dedi:
– Rasûlullah (sav):
“- Cibril, bana komşuyu tavsiye edip duruyordu. Öyle ki, onu mirasçı kılacak zannettim.” diye buyurdu.

– Abdullah İbn-i Amr (ra)’dan rivayet edildiğine göre:
“- Kendisi için bir koyun kesildi de kölesine şöyle der oldu”
“- Yahudî komşumuza hediye verdin mi? Yahudi komşumuza hediye verdin mi?”
Rasûlullah (sav)’in şöyle dediğini işittim:
“- Cibril, komşuya tavsiye edip durdu. Öyle ki, onu mirasçı kılacağını zannettim”

– Hz Âişe (ra)’dan şöyle dediğini işitilmiştir:
– Rasûlullah (sav)’in şöyle dediğini duydum:
“- Cibril, bana komşuyu tavsiye edip durdu. Öyle ki, onu mirasçı kılacak zannettim.”
Bayat Ekmek’ten İbretlik Bir Ders

Komşumuz Hanife teyze var. 8 aydır konuya komşuya “bayat ekmeğiniz varmı? Varsa verin kuşlar cama geliyor ıslayıp veriyorum” diyordu.. Çok da zayıflamıştı. Kiracıydı. “Rutubetini çok ucuza oturuyorum diye çekiyorum” diyordu.. Eşinden dul maaşı alıyordu. Gülen, şaka yapan Hanife teyze gitmiş, yerine suskun düşünceli Hanife teyze gelmişti.. Annem dolma yapmıştı. Bir tabak dolma uzatarak; “Hadi götür Hanife teyzene de sıcak sıcak yesin” dedi..
Hanife teyzenin zilini çaldım..75 yaşındaydı.. Yavaş yavaş gelerek; “Kim o?” dedi.. “Ben Zeynep Hanife teyze” dedim.. “Tamam açıyorum kızım” dedi.. “Annem dolma yolladı” dedim.. Elimden aldı, yüzüme baktı, yutkundu .. “Allah razı olsun. Ben de yemek yiyecektim.. Şimdi yerim” dedi. “Hanife teyze annem tabağı istedi” Hanife teyze kapıyı kapatmayı bıraktı mutfağa yöneldi.. İçeriye baktım. Oturma odası karanlıktı. Işığı yaktım. Masanın üstünde bir bardak su ve ıslatılmış ekmekler tabağa doğranmıştı.. Hemen kapının önüne çıktım.. Hanife teyze tabağı uzattı. “İki cihanda aziz olun evladım” dedi. “Sağ ol” dedim…
Eve geldiğimde annem “Ne o ne oldu? Suratından düşen bin parça” dedi. “Anne, Hanife teyze tabağa bayat ekmekleri doğranmıştı yiyordu” dedim. “Olur mu kızım? Baban da emekli, O da eşinden emekli maaşı baban kadar alıyor. Sen yanlış görmüşsündür, kuşlar içindir o. Biz geçiniyorsak ki 3 kişiyiz, O tek başına hayli hayli geçinir.”
Ertesi akşam anneme ne pişirdiğini sordum, etli kuru fasülye olduğunu öğrendim. İçimi bir kurt kemiriyordu.. Akşam yemeğine oturmadan “Anne Hanife teyzeye de bir tabak götüreyim mi? Annem; “Kuru fasülye birtanem. Götür de, güzel bir şey değil” “Olsun hadi ver götüreyim” Sıcak tabağı elime aldım. Hanife teyzenin sesi: “Kim o?” “Ben Zeynep” Kapıyı açtı gülümseyerek, yüzüme baktı. “Annem kuru fasülye yolladı bilmem sever misiniz?” “Nimeti ayırt etmem tabii ki severim. Allah razı olsun” “Ha unutmadan annem tabağı istiyor” Hanife teyze mutfak yoluna yönelir yönelmez, ben doğru içeri.. Masanın üstünde bir bardak su, ıslak ekmeklerin konduğu yarısı yenmiş tabak ve annemin bir gün önce verdiği dolmadan 4 tane.. Soracaktım, sormalıydım. İçim içimi kemiriyordu..

Hanife teyze beni kapıda göremeyince içeriye yanıma geldi.. Sanki “Sor” der gibi yüzüme bakıyordu ve sordum. “Bu ıslak ekmekleri sen mi yiyorsun? Hani kuşlara verecektin?” Buğulu mavi gözlerinden yaşlar süzülmeye başladı. Üzmüş müydüm anlayamadım daha 15 yaşındaydım.. ama ağlatmıştım.. “Evet ben yiyorum canım kızım.. Benim bir oğlum birde kızım var. Burada değiller. Başka il’deler. İkisi de çalışıyor.. Araba alacaklarmış.. Bana kredi çektirdiler. Aldığım para ancak kiraya elektrik ve suya gidiyor. Üç beş kuruş ya kalıyor ya kalmıyor elimde. Ben de ekmek isteyemedim. Kol kırılır yen içinde kalır. Böyle biliriz. 3 yıl böyle idare edeceğim. kimseye söyleme e mi” dedi.. Bu sefer benim gözlerim yaşardı ..
Tabağı aldım, kapıdan çıkarken arkamdan “Kimseye söyleme güzel kız” diye bagrıyordu. Eve geldiğimde bağıra bağıra ağlıyordum. Annem şaşırmış, “Ne oldu kızım biri bir şey mi söyledi?” dedi. Olanı anneme anlattım, o da çok üzüldü.
Böyle vicdansız evlat olmayacağım anneciğim” dedim. 3 yıl boyunca tüm mahalle Hanife teyzeye kimimiz sabah kahvaltılıkları götürüyor, kimimiz öğlen yemekleri kimimizse akşam yemekleri..
2 ay önce kaybettik.. Hastayken okul çıkışı yanına uğramıştım. Bana; ” İyi kalpli meleğim sen mi geldin? Şükür borç bitti” dedi. “Artık rahat edersin hanife teyzem” dedim. “Evet senin sayende sıkıntısız ekmek düşünmeden 3 yıl geçti. Rabbim seni korusun” dedi. 2 gün sonra vefat etmiş. Çok üzüldüm. Bizim halkımız dilenemez, isteyemeyiz

loading...