Dini Hikayeler
Aslanlar Saldırınca…
Abdürrezzak Ali Efendi “rahmetullahi aleyh”, Anadolu Evliyasındandır.
1842 de Erzurum’da doğdu.
Türbesi, Adana’nın İsmailiye köyündedir.
Talebesinden biri uzun bir sefere çıkacaktı.
Bir gün önce geldi bu zatın huzuruna.
Ve arzetti:
– Efendim, sefere çıkıyorum. Duanızı almaya geldim.
Mübarek, elini koydu gencin omzuna:
– Selametle git evladım. Yolda bir sıkıntıyla karşılaşırsan bizi hatırla!
Talebe;
– Baş üstüne hocam, dedi.
Ve ertesi gün çıktı yola.
Bir müddet gitmişti ki, ıssız bir yerde “Vahşi hayvanlar” çıktı önüne.
Ne bir ağaç vardı etrafta, ne de bir çukur.
Çaresizdi.
O ara hocasını hatırladı birden.
Ve kalbinden yalvardı:
– Ya Rabbi! Hocamı imdada gönder bana!
Ellerini yüzüne sürmeden hocası belirdi önünde.
Gayet heybetliydi.
Aslanlar tam saldırıyordu ki, bu “Allah adamı”nı görünce büktüler boyunlarını.
Ve sessizce uzaklaştılar oradan.
Adeta birer suçlu gibi.
Yolcu kurtulmuştu.
Hocasına teşekkür etmek istedi.
Ama göremedi onu bir daha.
Kaybolmuştu gözden.
Sefer dönüşü hocasını görmeye gitti.
Elini öpüp oturdu karşısına.
Tam bu hadiseden bahsedecekti ki, hocası işaretle;
– Sus! Unut o meseleyi, buyurdu.
Namaz, dinin direğidir
Bir genç de nasihat istemişti bu zattan.
Cevabında;
– Namaza çok ehemmiyet ver, buyurdu.
Ve izah etti:
– Namazını dosdoğru kılan bir kimse dinini doğrultmuş, kılmayan ise yıkmış olur. Unutma, Müslüman demek, “Beş vakit namazını, vaktinde ve muntazam kılan insan” demektir.
Genç büktü boynunu:
– Ben bazen kılamıyorum hocam.
– Neden?
– Bilmiyorum, işe güce dalıyoruz. O arada geçiyor namaz.
Büyük veli ciddileşti:
– Olmaz, çok yanlış. Mutlaka kılmalısın namazını.
– Peki efendim, namazı kazaya bırakmak için hiç özür yok mudur?
– Var elbette.
– Onlar nedir efendim?
– “Uyku” ve “Unutmak”.
– Başka hocam?
– Başka özür yoktur.
Genç anlamıştı meseleyi.
“Bir daha namazımı kazaya bırakmayacağım!” diye söz verdi kendi kendine.
Ve tuttu bu sözünü.
Bir vaktini bırakmadı kazaya.
0 comments