Dini Bilgiler
Â’raf Suresi’nde geçen “Â`raf ehli” kimlerdir?
Â’raf`la ilgili izaha geçmeden önce, Â’raf Suresi’nde geçen “Â’raf” ve “Â’raf ehli” hakkındaki ayet meallerini verelim. Cennetliklerle Cehennemliklerin durumu ve aralarındaki konuşmaların zikredildiği ayetlerden sonra “Â’raf”la ilgili şu ayetler yer almaktadır:
“Cennet ile cehennemin arasında bir sur vardır. Orada bulunan A`raf ehli kimseler, cennet ve cehennem ehlinin hepsini yüzlerinden tanır. Onlar cennet ehline, ‘Size selam olsun.` diye seslenirler. Kendileri cennete girmemiş, fakat girme iştiyakı içindedirler.”
“Gözleri cehennem ehline çevrildiğinde ise, ‘Ey Rabbimiz! Bizi zalimler topluluğu ile beraber bulundurma.’ derler.”
“Â`raf ehli, yüzlerinden tanıdıkları cehennemliklere seslenirler ve derler ki: ‘Ne dünyadaki taraftarlarınızın çokluğu, ne servetiniz ne de büyüklük taslamanız size bir fayda vermedi.` Allah onları rahmetine eriştirmez diye yemin ederek küçümsediğiniz kimseler, şu cennet ehli olan zayıf ve fakir mü`minler miydi? Siz de ey mü`minler; girin cennete. Size ne bir korku vardır, ne de mahzun olursunuz.” (1)
“Â’raf”, “arf” kelimesinin cemi yani çoğuludur. Tefsirlerimizde Â’raf hakkında pek çok izahlar bulunmaktadır. Ancak bunların içinde müfessirlerin çoğunun ittifak ettiği görüş, “Â’raf”ın cennetle cehennem arasında bir perde, yüksek bir sur ve tepeler manasına geldiğidir. İbni Abbas ise, “Sırat Köprüsü üzerinde bulunan şerefelerdir.” demektedir.
Hasan-ı Basri Hazretleri ise şöyle demektedir:
“Bu kimseler, Allah`ın, cennet ve cehennem ehlini birbirinden ayırmak için tayin ettiği insanlardır. Vallahi, bilmem, ama bunlardan bazıları şimdi beraberimizdedir.” (2)
Â’raftakilere, “Â’raf” denmesinin sebebi ise, onların, insanları amellerine göre tanımalarıdır. Yine tefsirlerimizde izah edildiğine göre, Cenab-ı Hak, Mizanda sevap ve günahları tartıp, cennetlik ve cehennemlikleri ayırd ettiği zaman, sevap ve günahı eşit gelenleri bir müddet bekletecektir. Sırat köprüsünün yanında bulunan bu kimseler, cennetlik ve cehennemlikleri tanıyacaklar; cennet ehlini gördükleri zaman, “Allah`ın selamı sizin üzerinize olsun.” diyecekler; sol taraflarına baktıkları zaman da cehennem ehlini görecekler, bulundukları yerde Allah`a sığınarak, “Ya Rabbi, bizi bu zalim topluluktan kılma.” diye dua edecekler. Cennetlikler ve cehennemlikler gittikten sonra Cenab-ı Hak onları rahmetiyle bağışlayıp cennete koyacaktır. (3)
Nitekim, Peygamberimiz (asm)’a Â’raf ehlinin kimler olduğu sorulduğunda, şöyle buyurmuştur:
“Cenab-ı Hak kullarını ayırıp bitirdikten sonra en son kalan kullarına da, ‘Sevaplarınız sizi cehennemden kurtardı, fakat cenneti hak edemediniz. Sizi ben rahmetimle cehennemden azad ediyorum. İstediğiniz cennete giriniz.` buyuracak.” (4)
Ayrıca, Â’raf ehlinin bazı rivayetlerde insan olmayıp meleklerden bir sınıf olduğu da bildirilmektedir. Bütün bu izahlar ve açıklamalar, ayetlerin mefhum ve mealine uygundur.
Fakat İbrahim Hakkı Hazretleri, Marifetname`sinde, dini mükellefiyetlerden muaf tutulan delilerin ve kâfir çocuklarının Â’raf ehli olduğunu, cennetlikleri gördükleri zaman, o nimetlere kavuşamadıkları için mahzun olduklarını, cehennemliklere baktıkları zaman da kendi hâllerine şükrettiklerini ve bu hâlde ebedi olarak orada kalacaklarını bildirmektedir.
Bununla beraber, “Â’raf” ve Â’raf ehli hakkında yapılan bütün bu izahlar, ilgili ayetin bir tefsiri mesabesindedir. Esas mahiyetini ancak Allah Teala bilir.
0 comments