loading...

Dini Bilgiler

Cinsel ilişkiye (Cima) girerken neden besmele çekilir?

By  | 

Cinsel ilişkiye girerken neden besmele çekilmesi sünnettir? Besmele çekilmediği zaman şeytan çocuğa nasıl zarar verebilir?

loading...

Değerli kardeşimiz,

loading...

İslâm Dini helâl cinsel eylemleri ibadet hayatının bir bölümü olarak sunmakta, cinsel hayat yoluyla da Allah’ın rızasına erişilebileceği şuuruna erdirmektedir.

İslâm, bununla yetinmemekte, müminin cinsî münasebete ibadet duygusu içinde başlamasını da öğretmekte ve öğütlemektedir.

Ruhi tatmine erebilmesi için mümine öğretilen ve öğütlenen nedir?

Önce besmele çekmesi, sonra da Şeytan’dan Allah’a sığınmasıdır. Daha sonra da Allah’ın Resulünün işlenmesi gerekli müekked sünneti olduğu inancıyla, sevişmeye önem vermesidir.

Cinsî münasebete başlamadan önce Besmele çekmek

Cinsî münasebet, insan hayatında yer alan önemli bir olaydır.

Besmele çekmeksizin yapılan yani ibadet olduğu şuuru/bilinciyle yapılmayan her iş, olması gerekene nazaran eksiktir.

Bu gerçeği Allah’ın Resulü şöyle açıklar:

“Bismillahirrahmanirrahim ile başlanmayan her önemli iş eksiktir.” (Suyuti, Camiu’s-Sağîr, 2/92)

Cinsî münasebet de önemli bir iş olduğu için, onun da besmele ile başlaması gerekir. Eğer besmele ile başlanmazsa o, şehvet krizleri içerisinde bir boşalma olmaktan kurtulamaz, ahlâkî bir yücelik kazanamaz. Oysa kazanması lâzımdır. Çünkü Allah’ın Resulü şöyle emir buyurmaktadır:

“Cinsî münasebette bulunduğun zaman besmele ile başla. Besmele ile başlarsan sevaplarını yazan görevli melekler cünüplükten gusül abdestini alıncaya kadar durmaksızın sana sevap yazarlar. Bu münasebetten bir çocuğun olursa, bu çocuğunun ve de bu çocuğundan olacak torunlarının nefesleri sayısınca sana sevap yazılıp-verilir.”  (bk. Buhârî, Bed’ul-halk 11; Müslim, Nikâh, 18)

Ruhi tatmine erebilmek için cinsî münasebete besmele çekilerek başlanması öğretilip öğütlendiği gibi, Şeytan’dan Allah’a sığınılarak başlanması da öğütlenmektedir.

Şeytan’dan Allah’a sığınmak

Cinsî münasebetin kutsallaştırılarak ruhi tatmine aracı kılınması için mükellef kılındığımız bir görev de ilişki öncesinde Allah’ın Resulünün öğrettiği şekilde Şeytan’dan Allah’a sığınmaktır.

Allah’ın emri ve O’nun Resulünün sünneti üzere nikâhladığımız eşlerimizle cinsî münasebete başlarken, Şeytan’dan Allah’a sığınmaya muhtaç mıyız?

Hiç şüphemiz olmasın ki buna muhtacız. Açıklanacağı üzere, değil cinsî münasebet gibi harama dönüştürülebilecek bir amelde, doğrudan ibadet olan Kur’an okumaya başlarken bile Şeytandan Allah’a sığınmaya muhtacız.

Muhtaç olduğumuz içindir ki Yüce Rabbimiz şöyle emir buyurmaktadır:

“Kur’an’ı okuduğun zaman, Allah’ın rahmetinden kovularak taşlanmaya mahkum edilmiş Şeytan’ın kötülüğünden Allah’a sığın.” (Nahl 98)

Kur’an okurken maruz kalınabilecek şeytanî telkinlere, ibadetlerin en kapsamlısı olan namazda da maruz kalınabileceği için, Allah’ın Resulü de şöyle buyurmuştur:

– Namazınızı kılarken Şeytan’ın sizinle oynamasına sakın ha fırsat vermeyin. Sizden kim namaz kılar da, çift mi, tek mi kıldığını bilmezse, iki sehiv secdesi yapsın. Zira bu iki secde ile namazı tamamlanır. (Müsned, 1/63)

-Salât ve selâm üzerine olsun- O, kişinin namazda sağa-sola yönelmesini Şeytan’ın kişinin namazından aşırması olarak da vasıflandırmıştır. (Buhârî, Ezân 93, bk. Ebû Dâvûd, Salât 161)

Kur’an okumak ve namaz kılmak gibi iki büyük ibadet sırasında şeytanî saptırmalara uğrayabilecek insanın cinsî münasebet ortamı gibi helâlin yanında haramın da işlenebileceği bir ortamda, şeytanî telkinlere maruz kalabileceği açık bir gerçektir.

Ayaklanan şehvetin şeytanî saptırmalarla harama kanalize edilmesi ise pek mümkündür. Bu sebeple insan, cinsî münasebete başlamadan önce Şeytan’dan Allah’a sığınmalı ki, onun vesvesesi ile ibadet olabilecek bir işlem Allah’a isyanla sonuçlanmasın.

Şeytan’dan Allah’a sığınılması zaruretini böylece açıkladıktan sonra, nasıl sığınılacağını da Allah’ın Resulünün bir hadisi ile açıklayalım.

O, şöyle buyurur:

“Müminlerden biri karısı ile cinsî münasebette bulunmak istediği zaman: “Bismillah, Allah’ım! Bizi Şeytan’dan, Şeytan’ı da bize vereceğin çocuktan uzaklaştır” şeklinde dua eder ve sonra onlara bu münasebet sebebiyle bir çocuk verilirse, Şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez.”  (İbn Mace, Nikah, 16)

Allah’ın Resulünün aynı konudaki bir diğer hadislerinde “Şeytan o çocuğa ebediyen zarar veremez” cümlesi yerine, “Allah o çocuğa Şeytan’ı saldırtmaz” cümlesi geçmektedir. (İbn Mâce, Nkâh 27, hadis no: 1919; az farklı bir rivâyet için bk. Aynî 2/266)

İslâm bilginleri, yukarıdaki hadiste açıklanan şekliyle dua ederek Allah’a sığınan kişinin hem kendisinin, hem de doğacak çocuğun Şeytan’a karşı korunacağını beyan ederek, şu açıklamayı yapıyorlar:

a. Allah’ın Resulünün açıkladığı üzere “İnsanoğluna Şeytan’ın vesvesesi olduğu gibi Meleğinde ilhamı vardır.” Bu sebeple “kalpte hissedilen hayır Melek’ten, şer de Şeytan’dandır.” (Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân, hadis no: 2991)

Kişi cinsî münasebette bulunduğu zaman ona refakat eden ve sözleri -davranışları-işlerini tescil eden melekler ondan ayrılırlar. (Bk. Feyzül-Kadîr, 3/126, no: 2911)

Kişinin kendisine özgü Şeytan’ı ise daha çok tesir etme imkânını bulur. Ancak öğretilen şekliyle dua eden kişiye Şeytan’ı vesvese veremez.

b. Her bir kişiye, onu saptırmakla görevli bir Şeytan yoldaş kılındığı gibi, doğacak çocuğa da buluğ çağında bir Şeytan yoldaş kılınacaktır. (Müslim, Hadis no: 1805)

Şeytan’ının veya diğer Şeytanların çocuğa zarar veremeyeceği, Allah’ın Resulü tarafından açıklanmışsa da, nasıl ve ne ölçüde zarar veremeyeceği açıklanmamıştır. Ancak İslâm bilginleri şöylece yorumlar yapmaktadırlar:

Şeytan, besmelesiz ve duasız çocuğa zarar verdiği ölçüde bir zararı bu çocuğa zarar veremez.

Şeytan, imandan saptırıp materyalizme düşüremez.

Şeytan, onu büyük günahlara sokmaz.

Şeytan, dualı çocuğun bedenine zarar veremez.

Şeytan, işlediği günahlardan ötürü tövbesine engel olamaz.

Şeytan, bu çocuk üzerinde sürekli bir hâkimiyet kuramaz. (Feyzül-Kadîr, 5/307, Aynî; Umdetü’l-Kari, 2/266)

Kesinlik ifade etmese de, bu yorumların her birini Allah’ın Resulünün hadisine bir açıklama olarak değerlendirmek de bir sakınca yoktur.

loading...