loading...

Dini Bilgiler

Evvabin Namazı Nasıl ve Ne Zaman Kılınır?

By  | 

“Evvabin namazı”, akşam namazından sonra kılınan sünnet-müstehap olan altı rekatlık namaz.

loading...

Evvabin kelimesi “evvab” kelimesinin çoğuludur. Evvab, işlediği bir günahtan hemen tövbe ve istiğfar eden demektir. Tövbe ve istiğfar edenlerin namazı demek olan “evvabin namazı” bir çok hadiste çok sevaplı olduğu bildirilip teşvik edilen, altı rekatlık nafile namaz olup, akşam namazından sonra kılınır.

loading...

Bu konuda, Ebu Hureyre (ra)den nakledilen bir hadiste, Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuştur:

“Kim akşam namazından sonra aralarında kötü bir şey konuşaksızın altı rekat namaz kılarsa, (kıldığı bu altı rekatlık namaz) onun için on iki senelik ibadete denk kılınır.” (Tirmizi, Salat, 431)

Ayrıca Peygamberimiz (sav)in, akşam namazından sonra altı rekat nafile namaz kıldığı ve

“Her kim akşam namazından sonra altı rekat nafile namaz kılarsa, denizlerin köpükleri kadar olsa bile günahları affedilir.” (Heysemi, Mecmeu’z-Zevaid, II/230; Şevkani, III/64. Her iki kaynakta Taberani’den nakleder.)

dediği nakledilmektedir.

Konuyla ilgili hadis kitaplarında yer alan rivayetlerde bazılarında, Peygamberimiz (sav)’in akşam namazından sonra dört rekat kıldığı ve kılmayı teşvik ettiği de yer almaktadır. (Heysemi, Mecmeuz Zevaid, II/230; Şevkani, III, 64. Her iki kaynakta Taberani’den nakleder.)

Hanefilerden, evvabin namazı, (akşam namazından sonraki namaz), akşam namazının iki rekat müekked sünnetiyle birlikte altı rekat olduğunu söyleyenler, bu rivayeti esas almaktadırlar. Mezhebde tercihe şayan görüşe göre, bu namaz, akşam namazının müekked sünnetinin dışında altı rekatlık bir namaz olup, Hanefi alimleri, bu namazın kaç selamla kılınmasının daha faziletli olacağı konusunda ihtilaf etmişlerdir. Bazıları, altı rekatın tümünün bir selamla kılınmasını daha faziletli görürken, bazısı iki selamla, bazısı da üç selamla kılınmasının daha faziletli olacağını söylemişlerdir.

“Niyet ettim Allah rızası için evvabin namazını kılmaya” şeklinde niyet edilebilir.

Nafile Namazların önemi ve Fazileti: Hâcet Namazı

Her ihtiyâcını Allâh’a arzeden ve her fırsatta O’nu zikredip yücelten Rasûl-i Ekrem -sallallâhu aleyhi ve selem- her hangi bir ihtiyacı olan kimselere iki rek’at namaz kılmalarını tavsiye etmiştir:

“Kimin Allâh’a veya her hangi bir insana ihtiyâcı hâsıl olursa önce abdest alsın, abdestini de güzelce alsın, iki rek’at namaz kılsın, sonra Allâh Teâlâ Hazretlerine senâda bulunsun, Rasûlullâh -aleyhi’s-salâtü ve’s-selâm-‘a salât okusun, daha sonra da şu duâyı yapsın:

‘Halîm ve kerim olan Allâh’tan başka ilâh yoktur. Arş-ı A’zam’ın rabbi noksan sıfatlardan münezzehtir. Âlemlerin Rabbi’ne hamd olsun. Allâhım! Rahmetine vesile olacak amelleri, mağfiretini celbedecek esbâbı taleb ediyor, her çeşit günahtan koruman için yalvarıyorum. Her çeşit iyilikten zenginlik, her çeşit günahtan selâmet diliyorum. Rabbim! Affetmediğin hiçbir günâhımı, kaldırmadığın hiçbir sıkıntımı bırakma! Rızâna uygun olan her türlü dileğimi yerine getir! Hangi amelden râzı isen onu ver, ey Rahîm olan, bana en ziyâde rahmet gösteren Rabbim!’ bundan sonra dünyevî veya uhrevî her ne dilerse taleb eder, çünkü o dilek takdir edilir.” (İbn-i Mâce, İkâme, 189; Tirmizî, Vitr, 17)

Allâh Rasûlü’nün hâcet namazı tavsiyesine sıkıca sarılan ashâbı, herhangi bir ihtiyaçları olduğunda Allâh’a ilticâ eder ve murâdlarına nâil olurlardı. Bir yaz günü bahçıvanı Enes -radıyallâhu anh-‘e gelerek yağmur yağmadığından ve bahçenin kuruduğundan yakındı. Hz. Enes su getirterek abdest alıp namaza durdu. Selâm verdikten sonra bahçıvanına:

– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sordu. Bahçıvan:

– Göremiyorum, dedi. Enes -radıyallâhu anh- tekrar içeri girip namaz kıldı. Üçüncü yahut dördüncü kez bahçıvanına:

– Gökyüzünde bir şey görebiliyor musun? diye sorunca adam:

– Kuş kanadı gibi bir bulut görüyorum, dedi. Bunun üzerine Enes -radıyallâhu anh- namazını ve duâsını sürdürdü. Az sonra adam yanına girdi ve:

– Gök bulutla kaplandı ve yağmur yağdı, dedi. Hz. Enes:

-Haydi Bişr bin Şegaf’ın gönderdiği ata bin de yağmurun nerelere kadar yağdığını araştır, dedi.

Bahçivan ata binip etrâfı dolaştığında yağmurun Müseyyerîn köşkleriyle Gadbân sarayından öteye geçmediğini gördü ki Enes -radıyallâhu anh-‘ın bahçesi de bu sınırlar dâhilindeydi. (İbn-i Sa’d, et-Tabakâtü’l-kübrâ, VII, 21-22)

Ashâb-ı kirâm’ın hâcet namazı ile Allâh’a yönelip yalvarmalarına bir başka misâli de Enes bin Mâlik -radıyallâhu anh- şöyle anlatır:

Rasulullah -sallallâhu aleyhi ve selem-‘in ashâbından Ebû Mı’lâk adında biri vardı. Bu zat başkaları ile ortaklık kurarak ticaret yapardı. Dürüst ve takvâ sâhibi biri idi. Bir defasında yine yola çıkmıştı.

Karşısına çıkan silahlı bir hırsız:

– Neyin varsa çıkar seni öldüreceğim, dedi. Ebu Mı’lâk:

– Maksadın mal almaksa al, dedi. Hırsız:

-Ben sâdece senin canını istiyorum, dedi. Ebu Mı’lâk:

– Öyleyse bana müsaade et de namaz kılayım dedi. Hırsız:

– İstediğin kadar namaz kıl, dedi. Ebu Mı’lâk namaz kıldıktan sonra üç defa şöyle duâ etti:

– Ey gönüllerin sevgilisi (Yâ Vedûd), ey yüce arşın sâhibi, ey dilediğini yapan Allâhım! Ulaşılmayan izzetin, kavuşulmayan saltanatın ve arşını kaplayan nûrun için beni şu hırsızın şerrinden korumanı istiyorum! Ey imdâda koşan Allâhım! Yetiş imdâdıma.

Ebu Mı’lâk duasını bitirir bitirmez, elindeki kargıyı kulakları hizâsında tutan bir süvârî peydâ oldu! Süvâri mızrağı hırsıza saplayıp onu öldürdü. Sonra da tâcire döndü. Tacir:

– Kimsin sen? Kimsin sen? Allâh seni vasıta kılarak bana yardım etti, diye sorunca süvari:

– Ben dördüncü kat semâ ehlindenim. İlk duânı yapınca semânın kapılarının çatırdadığını işittim. İkinci defa duâ edince gök ehlinin gürültüsünü işittim. Üçüncü defa dua edince, zorda kalan biri dua ediyor, denildi. Bunu duyunca Allâh’tan, onu öldürmeye beni memur etmesini istedim. Allâh Teâlâ da kabul etti ve geldim. Şunu bil ki, abdest alıp dört rek’at namaz kılan ve bu duayı yapan kimsenin, zorda olsun veya olmasın duası kabul edilir, dedi. (İbn-i Hacer, el-İsabe, IV, 182)

loading...