Dini Hikayeler
Zengin Olmanın Sırrınız Sakr Anlatıyor
Çok eski zamanlarda Sakr isminde bir tüccar vardı. Sakr, kuru gıda ticareti yapıyordu. Kısa zamanda çok zengin olmuştu. O, çalışkan, dürüst, müşterisini asla aldatma- yan, işçilerinin hakkını zamanında veren, herkesin gıpta ettiği örnek bir tüccardı. İşlerini çok geliştirmişti. Sadece kendi ülkesi içinde iş yapmıyor, aynı zamanda çevre ülke- lere de mal satıyordu.
Etrafındaki esnaf arkadaşları, onun işlerinin bu kadar bereketli olmasının temelinde yatan gerçeği çok merak ediyorlardı. Bu durumu ona sormaya da çekiniyorlardı. Bir gün içlerinden birisi:
– Ben, Sakr’a nasıl bu kadar zengin olduğunun sırrını soracağım, dedi ve Sakr’ın dükkânına gitti. Sakr, adamı güler yüzle karşıladı. Ona ikramda bulundu. Neden sonra adam, Sakr’a şöyle bir soru sordu:
– Efendim! Merakımı lütfen mazur görün. Bu sadece be- nim merakım değil, aynı zamanda bütün esnaf arkadaşlar
merak ediyorlar. Bu kadar zengin olmanızın, işlerinizin bu denli iyi olmasının sebebini neye bağlıyorsunuz? Bunun sırrı nedir?
Sakr, gülümseyerek bu soruya şöyle cevap verdi:
– Yıllardan beri benim bir huyum vardır. Dükkânımı hep sabah erkenden açarım. Seher vakti geldiğinde benim dükkânım açıktır. Bu vakitten sonra asla uyumam. Şimdiye kadar bunu hiç aksatmadım. Zannediyorum bu hareketim- den dolayı Rabbim ticaretimi bereketlendirdi ve beni böyle büyük servet sahibi yaptı.
Adam, alacağını almıştı ve hemen gidip bu sırrı bütün esnaf arkadaşlarıyla paylaşmalıydı.
Kıssadan Hisse
Uyku, vücudumuzun dinlenmesi ve bir sonraki güne hazırlanması adına Rabbimizin bahşettiği çok büyük bir nimettir. Bu nimetin değerini, işlerinin yoğunluğundan dolayı uykusuz kalanlar çok daha iyi bilirler.
Âlimlerimiz hangi vakitlerde uyunulması gerektiği hu- susuna çok önem vermişler ve bazı vakitlerde uykuya dalmanın mahzurlu olduğunu söylemişlerdir. Bu mahzurlu uykulardan birisi gaylûle dediğimiz uykudur.
Gaylûle, fecirden sonra yani güneşin doğmaya başlamasından kerahet denilen vakit bitinceye kadar, yani güneşin doğmasından sonra yaklaşık 40-50 dakikalık zamanlık diliminde uyunulan uykuya deniliyor. Bu uyku, Allah Rasûlü’nden gelen beyanların ışığında rızkın noksanlığına ve bereketsizliğine sebebiyet veriyor. Bunu
herkes kendi hayatında tecrübe etmiştir. Bu vakti uykuyla geçirdiğimizde üzerimize bir rehavet ve ağırlık çöküyor. O gün yapacağımız işlere bu ruh hâliyle başlamak bizi olum- suz etkileyecektir. Hâlbuki normal uykusunu alan ve o vak- ti uyanık geçirerek işine başlayan kişilerin işlerinde ayrı bir bereket ve huzur oluyor.
Bilim adamları uyku zamanını güneşe göre ayarlamamızı istiyorlar. Yani beyin güneş doğmadan önce uyanık hâlde güne hazır olmalı. Yine bilim adamlarından öğrendiğimize göre, güneş doğduktan sonra uyunulan uyku, dinlenmek yerine insana yorgunluk ve hâlsizlik olarak geri dönüyor. Bu zamanlardaki uyku beynin şişmesine ve genişlemesine yol açıyor. Bu şekilde de beynin çalışma sistemi bozuluyor.
O yüzden hayatının ve işlerinin bereketli olmasını iste- yen kişiler, sabah namazından sonra uyumamalılar.
Erken kalkanın nasibi gür olur, derler ki, bu söz, Efendimiz’in, işine erken gidenin çalışmasını Allah’ın bereketli kılması yönündeki duasının kültürümüze yansımış şeklinden ibarettir.
0 comments