Dini Bilgiler
GENÇ YAŞTA CENNET’E UÇUP GİDEN CESUR VE KAHRAMAN ÇOCUK
Cennetle müjdelenen sahabilerden Sa’d bin Ebî Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor:
– Allah yolunda cihada gidilecekti. Allah Resûlü, safları kontrol ederek yaşı küçük olanları cihada katılmaktan men ediyordu. Bu arada kardeşim Umeyr’i Efendimiz’e görün- memek için gizlenmeye çalışırken gördüm.
Umeyr, safların arkasına gizlenip duruyordu. Kendisine sokulup sordum:
– Ey Umeyr, bu ne hal, sana ne oldu? Umeyr heyecan içinde cevap verdi:
– Resûlullah’ın, beni küçük görüp geri çevirmesinden korkuyorum? Halbuki ben, gazveye çıkmayı arzuluyor, Al- lah’ın bana şehidlik nasip etmesini umuyorum!
– Ey Umeyr! Sen, Allah Resûlü’ne halini arz ettin mi? – Hayır.
– O halde git, Âlemlerin Efendisi’ne hâlini arzet. Umulur ki, sana izin verir.
Küçük Umeyr, kuşlar gibi uçarak Allah Resûlü’nün hu- zuruna çıktı ve dedi ki:
– Ey Allah’ın Resûlü! Anam babam sana feda olsun. Müsaade buyur da bu gazaya ben de iştirak edeyim. Öyle umuyorum ki, şehid olurum da cennetlere uçarım!
Umeyr gerçekten küçüktü, hem o kadar küçüktü ki, kılı- cı bile kendisinden uzundu, kılıcını bile kendi kendine bağ- layamamıştı.
Rahmet Peygamberi onun bu haline bakıp buyurdu ki: – Ey Umeyr, sen geri dön!
Birden Umeyr’in gözleri bulut gibi yaş dökmeye başla-
dı. Kendi küçük olabilirdi ama yüreği büyüktü. Nebiler Sul- tanı’nın ordusunda ne olursa olsun bulunmak istiyordu.
Umeyr’in bu derece istekli olması Kâinatın Efendisi’ni tebessüm ettirdi:
– Ey Umeyr, buyurdu, sana izin verdim! Dilediğin gibi cenk et! Umeyr bu defa da sevincinden adeta uçacak gi- biydi.
Ayaklarının ucuna basa basa yürüyüşe geçti. Küçücük boyu ile büyüklerin arasında hemencecik farkediliyordu.
Nihayet beklenen saat geldi. İman ordusu ile ‘müşrik ordusu’ karşılaştılar.
Küçük Umeyr, kendinden uzun kılıcı ile safların içine daldı ve haykırarak ilerledi.
Gözüne yaman bir müşriki kestirmişti. Ansızın öyle bir hamle yaptı ki, inançsızın feryadı göğe yükseldi:
CENNET’E UÇUP GİDEN CESUR VE KAHRAMAN ÇOCUK: UMEYR B. EBÎ VAKKAS
– Öldüm!
Gerçekten kılıçlar ölüm saçıyordu. Küçük Umeyr de kendinden umulmadık kahramanlıklar gösteriyordu.
Allah’ın Aziz Peygamberi ağaç dallarından yapılmış ka- rargâhlarından çıktılar ve askerlerinin yanına gelip buyur- dular:
– Muhammed’in varlığı kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki, bugün, Allah’ın rızasını umarak, sabır ve sebat göstererek çarpışan ve arkalarına dönmeden ilerler- ken öldürülenleri, Allah, muhakkak cennetine koyacaktır!
Şanı yüce Nebi’nin bu sözlerini duyan küçük Umeyr büsbütün coştu ve kanının son damlasına kadar düşmanla çarpıştı. Öyle bir an geldi ki, kılıçlar bedenine girip çıktı ve o harika çocuğun cansız bedeni yere yığılıp kaldı.
Umeyr muradına ermiş, Cennet’e uçuvermişti…
Evet, Efendimiz’e candan bağlı olmanın, O’nun göster- diği hakikatler uğrunda her şeyi göze alabilmenin ne kadar önemli olduğunu bir küçük sahabîden öğreniyoruz. Mü- min kişi yeri geldiği zaman Allah yolunda canla başla hiz- met edebilmelidir. Dün “Anam, babam sana feda olsun Ya Resûlallah!” diyerek O’nun gösterdiği hedefte gözünü kırpmadan canını feda edebilenlerden alacağımız dersler vardır. Günümüzün en büyük cihadı olan iyiliği emretmek ve insanları kötülüklerden sakındırmak yolunda, dünyanın dört bir yanında nice aç sineler vardır ki, insanı insan ya- pan İslâmî değerlerin ve hakikatlerin yaşanarak kendilerine ulaşmasını beklemektedirler.
0 comments