loading...

Dini Bilgiler

Allah’ın ‘De ki’ diye Hitap Etmesinin Sırrı Nedir?

By  | 

Kur’an-ı Kerim’in ilk muhatabı Peygamberimiz (asm) olduğu için, aslında başında “kul” / “de ki” emri olmayan ayetlerde dahi bu ifade mukadderdir. Yani varmış gibi düşünülebilir. Açıktan “kul” ifadesinin yer alması ise, tekid, yani pekiştirmek içindir.

loading...

Ayrıca Peygamberimiz (asm)’in Allah’ın emirlerini tebliğ eden bir mübelliğ olduğuna işarettir.

loading...

Bazen de gündemde bir soru olduğu için, soru soranlara cevaben Peygamberimiz (asm)’e “kul” yani “onlara söyle, cevap ver ki… ” denilmiştir.

Kur’an-ı Kerim’de hitap şekilleri tekdüze olmayıp büyük bir hareketliliğe sahiptir:

– Bazen genel olarak insanlara hitap edilir, bazen tekile geçilir “ey insan” denilir.

– Bazen Ehl-i kitaba, müminlere, müşriklere… hitap edilir.

– Bazen emir, bazen haber kipiyle hitap edilir.

– Bazen gayb, bazen muhatap sigasıyla hitap edilir… vs.

Bütün bu hitap şekillerinde ayrı nükte ve incelikler bulunmaktadır.

Bu konudaki müstakil eserlere müracaat edilerek geniş bilgi edinilebilir.

Kur’an’da “de ki” manasına gelen “kul” kelimesinin fazlaca kullanılmasının bazı hikmetlerini şöyle sıralamak mümkündür:

1) Ayetlerde geçen “Söz” (Kavil) tâbiri, Kur’an lafzının Allah’tan gelen bir vahiy olduğunu, diğer bir ifadeyle “elçinin sözü, onu gönderenin sözüdür” gerçeğini, yani elçinin tebliğden başka hiçbir müdahalesinin olmadığını ifade etmektedir. (krş. Yazır, Hak Dini, VIII/324) Türkçemizdeki “Elçiye zeval olmaz.” deyimi de bu gerçeğin bir ifadesidir.

2) “Kul” kelimesinin kullanılması, Kur’an’ın hem lafız hem de manasıyla Allah’ın kelamı olduğunu göstermektedir.

3) Kur’an’da Hz. Peygamber (asm)’e hitaben “de ki” anlamına gelen “kul” kelimesinin üç yüzden fazla kullanılması, Kur’an’daki bu ifadelerin dışarıdan gelen bir emrin varlığını göstermektedir.

Halbuki elçiler, kendilerini gönderenlerin söylediklerini farklı bir tarzda ifade ederler. Meselâ biri diğerine “Git filan adama de ki: Allah birdir.”, dese, elçi olan kimse, vardığı yerde herhalde aynı cümleyi tekrarlamaz. Aksine, eğer gönderen kimseyi de işe katarsa, “Beni gönderen kimse, Allah’ın bir olduğunu size söylememi istedi.” der. Şimdi bu küçük misali göz önünde bulunduralım ve Kur’an’ın üslubuna dikkat edelim!

“De ki: Allah birdir.” (İhlas, 112/1),

“De ki: Eğer duanız olmasa ne ehemmiyetiniz var.” (Furkân, 25/77),

“De ki: Ben kendime bile, Allah’ın dilediğinden başka ne bir zarar ne de bir menfaat verme gücüne sahibim.” (Yunus, 10/49)
4) Kur’an’ın dört temel maksadı vardır. Tevhid, nübüvvet, haşir akidesi, adalet ile ibadet. “Kul” kelimesi, her zaman bu dört maksadını başında gelen tevhid ve nübüvveti nazara vermektedir. Çünkü, “kul / de ki” emrinin bir mütekellimi vardır ki Allah’tır; bir de muhatabı vardır ki Hz. Peygamber (asm)’dir.

5) “Kul” kelimesinin -iki harfiyle birlikte- ebced değeri 132’dir ki, bu sayı aynı zamanda “Muhammed” kelimesinin de ebced değeridir.

Demek ki “kul” emri tek başına Hz. Muhammed (asm)’in nübüvvetini tasdik ettiği için 332 defa tekrarlanmıştır.

Kur’an’da böyle güzel tevafuklar nakşını dokuyan “ilahi sonsuz ilim ve hikmet” için “bin barekellah” diyoruz.

loading...