Dini Bilgiler
Allah’a teslimiyet, gönüldeki kederi ve sıkıntıyı giderir
Allah’a teslimiyet, gönüldeki kederi ve sıkıntıyı giderir; ruh, sevdiği ile beraber olur. Kulun mâneviyattaki derecesi, teslimiyeti ölçüsündedir. Teslimiyet noksanlığından birçok verimsiz, üzücü hâller tecellî eder. Her şeyde tereddüdü, vesvesesi artar.
Allah dostlarının nazarında, Cenâb-ı Hakk’ın takdîrine rızâ ve teslîmiyet gösterip dâimâ Hakk’a tevekkül etmek çok mühimdir. Mûsâ Efendi g bu hususta şöyle buyurur:
“Kul, her varlığın yegâne sahibinin Cenâb-ı Hak olduğunu tam idrâk ederse, insanların, ne mevkide olurlarsa olsunlar, birer âciz zavallılar zümresi olduğunu ve ellerinde mahdut bir salâhiyetten başka bir kuvvetleri olmadığını anlar. En yakınlarına, hattâ çoluk çocuğuna dahî bel bağlamaz. Malına ve makâmına güvenmez. Her şeyin Hak -celle ve alâ-’nın yardımı ile tecellî ettiğini bilir. Yaratan’ına karşı, bilgisi, bağlılığı, sevgisi, teslîmiyet ve tevekkülü artar, yaratılmışlardan hiçbir şey beklemez hâle gelir.”[1]
ALLAH VE RASULÜ’NÜN EMİRLERİNE BOYUN EĞMEK
Muhterem Musa Topbaş Üstâdımız’ın üzerinde en çok durduğu hususlardan biri de teslîmiyetti. Allah ve Rasûlü’nün her emrine cân u gönülden boyun eğer ve şöyle buyururlardı:
“Bu yolda huzûra kavuşmak, ancak teslîmiyetle elde edilir. Kimi evlâdından, kimi malından, kimi de daha farklı hususlardan iptilâlara düşer. Mü’minin dünyada tam rahatlığı olmaz. Cenâb-ı Hak dâimâ mahzun ve gönlü kırıkların yanındadır. Sadrı dar olanlar ise her şeyden huzursuz oldukları gibi etraflarına da darlık verirler. Böyle kişilerin nâfile ibadetleri çok olsa bile mâneviyattan fazla nasîb alamazlar.”[2]
HÂLE RIZA GÖSTERMEK
“Teslîmiyet, gönüldeki kederi ve sıkıntıyı izâle eder; ruh, sevdiği ile beraber olur. Kulun mâneviyattaki derecesi, teslîmiyeti ölçüsündedir… Teslîmiyet noksanlığından birçok verimsiz, üzücü hâller tecellî eder. Her şeyde tereddüdü, vesvesesi artar.”[3]
Muhterem Üstâdımız, hemen her hususta akıl ve basîretle hareket eder ve üzerine düşen zâhirî ve bâtınî bütün tedbirleri lâyıkıyla yerine getirmeye gayret gösterirdi. Ancak netice ortaya çıktıktan sonra da; “Hâli kabûllenmeli ve hâle rızâ göstermeli.” buyurarak teslîmiyet gösterirdi.
0 comments