Genel
2 Yıla Kadar Bozulmayan Ekmek Yapıldı!
Bu ekmek uzun ömürlü. İki seneye kadar bozulmayan kuru ekmek golit, Giresun’da asırlardır yöre halkının vazgeçemediği bir lezzet olarak tüketiliyor.
İki seneye kadar bozulmayan kuru ekmek golit, Giresun’da asırlardır yöre halkının vazgeçemediği bir lezzet olarak tüketiliyor.
Yoğun olarak Şebinkarahisar ilçesinde üretilen golit birkaç kişinin imece çalışmasıyla yapılıyor. Golit hazırlanmadan önce taş fırın kalın odunlar kullanılarak yakılıyor.
Hazırlık akşama kadar sürüyor
Odunlar köz haline gelene kadar su ve maya kullanılarak hazırlanan hamur beklemeye bırakılıyor, bu sırada yere geniş bir örtü seriliyor. Hazır olan hamuru keşen kişi, yerde oturanın sofrasına seri bir şekilde atıyor.
Hamur, yapışmaması için unlanıp yuvarlayarak örtüye konuluyor. Özel bir tahta kaşıkla örtüye dizilen hamurlar kısa süre bekledikten sonra yuvarlanarak simit şekline getiriliyor ve fırına atılıyor.
Fırında pişirilen golitler bir kenara diziliyor. Akşama kadar süren işlem sonunda golitler tekrar fırına atılarak karıştırılıyor ve dört gün boyunca fırının içinde kurumaya bırakılıyor. Dört gün kuruyarak sertleşen golit suda ıslatıldıktan sonra tüketilebiliyor.
‘Torbaya koy, ağzını bağla iki sene dayanıyor’
İlçenin Şaplıca köyünde golit üreten Saliha Şenol, golit olarak adlandırılan kuru ekmek yapımının iki asrı aşan bir gelenek olduğunu söyledi. Golit yapmayı ailesinden 14 yaşında öğrendiğini dile getiren Şenol, 42 yıldır hem tüketmek hem de satmak için golit hazırladığını anlattı.
Golitin fırında en az dört gün kuruması gerektiğine işaret eden Şenol, “Zaten golitin özelliği de buradan geliyor, dört gün fırında kalmazsa olmaz.” dedi.
Ekmek nedir?
Tahıl unundan yapılmış hamurun fırında, sacda veya tandırda pişirilmesiyle yapılan yiyeceğe Ekmek denir. Ekmek, çeşitli tahıl unundan yapılmış hamurun ateşte, sac üzerinde, tandırda, fırında veya tepside pişirilmesiyle hazırlanan yiyecektir.
Ekmeğin tarihi medeniyetlerin tarihi kadar eskidir. Ekmek, insanoğlunun bilinen en eski ve önemli gıda maddesidir Genel kabule göre, ilk insanlar Su ile ıslatılmış ve kendi haline bırakılmış Buğday kırmasında gözeneklerin meydana geldiğini görmüşler ve gözenekli kütleyi sıcak taşlar üzerinde pişirdikleri zaman tat ve lezzetinin iyi olduğunu anlamışlardır.
Cilalı Taş Devrinde (Neolitik Çağ) Kestane, Meşe Palamudu gibi bazı bitkisel ürünlerin ezilip suyla karıştırdıktan sonra elde edilen hamurun, kızgın taşlar üzerinde ya da kül içerisinde pişirilerek yendiği de bilinmektedir. Yapılan araştırmalardan elde edilen bilgiye göre MÖ. 4000 yıllarında Babilliler özel fırınlarda ekmek pişirmeyi biliyorlardı. Yine MÖ. 4300 yıllarında değirmencilik ve fırıncılık sanatının icra edildiği, yapılan kazılarla elde edilen bulgulardan anlaşılmaktadır.
MÖ. 2600 yıllarında Eski Mısırlılar, buğday unu ve su karışımından elde edilen hamura maya kattıklarında ekmeğin daha yumuşak, daha kabarık olduğunun farkına vardılar. Çeşitli sınıflardan oluşan Mısır halkı ekmeği uzun zamandan beri bilmekteydi. Ancak mayanın tesadüfen bulunmasının ardından beyaz ekmek soyluların ve sarayın simgesi haline geldi. Zenginlerin ve soyluların rağbet ettiği bu mayalı ekmekler o kadar değer kazandı ki, Eski Mısır’da bu ekmekler para yerine bile kullanılmaya başlandı. Mısır’dan Roma’ya ve ardından Batı Avrupa’ya yayılan mayalı ekmek, son asırlarda hemen bütün dünyada sofralarda yerini aldı.
Orta ve diğer Avrupa ülkelerine ekmek daha sonraları güneyden yayılmıştır. Avrupalılar buğdaydan önce çavdar gibi diğer tahıl ürünlerini kullanmışlar, ancak 15. yüzyılda buğdaydan beyaz ekmek yapımına başlamışlardır. Mikroorganizmaların ve mayanın aktif olarak bilinmesinden (19. yüzyıl) sonra ekmek üretimi sanayi dalı haline gelmiştir. Yeryüzünde en fazla ekmek tüketen toplumların başında Türkiye gelmektedir.
Yurdumuzda yaygın olarak buğday unundan ve mayalanmış hamurdan üretilen ekmek tüketilmektedir. Ancak kısıtlı da olsa bölgelere göre mısır, yulaf, çavdar ve benzeri tahıllardan da ekmek üretilmektedir. Ekmek, bir emek ürünü, alınteri simgesi ve Allah’ın kullarına nimeti olarak hemen bütün dinlerde övülmüş ve kutsal sayılmıştır. İslam dininde de ekmek çok değer verilen gıdaların başında gelmektedir.
Hıristiyanlık ve Musevilikte olduğu gibi İslam Kültüründe de ekmeğin özel bir yeri vardır. Ekmeğin özel bir yer tuttuğu kültürlerde fırıncılık da önemli bir yer tutmaktadır. Bizim inancımıza göre, Cebrail (AS) Adem(AS)’e unu öğüterek ekmek yapmayı öğretmiştir: Bu nedenle de fırıncılar Adem(AS)’ı “PİR” olarak kabul ederler. İslam Peygamberi Hz.Muhammed (SAV) devrinde Medine’de yaşayan Amr Bin Ümran’ı da ikinci “PİR” olarak sayarlar.
EKMEK BİLGİLERİ
Ekmek nasıl yapılır?
Ekmek, Buğday unu ( Mısır, çavdar ve Arpa gibi tahılların unlarıyla da ekmek yapılabilir. Burada, ekmek tarifi verilirken buğday ekmeği esas alınacaktır.) maya, katkı maddesi, Tuz ve suyun belli oranlarda karıştırılıp yoğrulması ve hamurun belli bir süre mayalandıktan sonra pişirilmesi ile elde edilen temel bir gıda maddesidir.
Karbonhidrat ve Protein kaynağı olan ekmek, özellikle tahıla dayalı bir beslenmenin yaygın olduğu ülkemizde, beslenme açısından büyük öneme sahiptir. Türkiye’de, insanların gündelik hayatlarında tükettikleri enerjinin yüzde 66’sı tahıllardan, bu oranın yüzde 56’lık kısmı yalnız başına ekmekten karşılanmaktadır.
Ülkemizde, kişi başına günde ortalama 450 gram ekmek tüketilmektedir.
Buğday unu, temizlenmiş ve tavlanmış buğdayın öğütülmesi ile elde edilen yarı işlenmiş bir gıdadır.
Un kalitesi, genellikle unun ve hamurun ölçülebilir nitelikteki fiziksel, kimyasal ve teknolojik özellikleri ile tahmin edilmektedir. Genellikle kaliteli Un deyimi ile kuvvetli un ifadesi karıştırılmaktadır.
Unun kuvvetli oluşu, özellikle ekmekçilikte protein miktarı ve kalitesi ile ilgilidir. Unların rengi, protein miktarı, protein kalitesi, uniformitesi, su tutma kapasitesi, yoğurma ve Fermantasyon töleransı, hamurun Gaz meydana getirme kabiliyeti, glutenin gaz tutma kapasitesi ekmeklik unların başlıca kalite göstergeleridir.
Ekmeklik unlar öğütme işleminden hemen sonra kullanılmazlar. Yaz aylarında en az iki hafta, kış aylarında ise normal şartlarda 3 hafta dinlendirilerek olgunlaştırılmaları gerekir. Bu dinlendirme sonucu un oksidasyona uğramakta, bunun sonucu unun rengi ağarmakta, Hamur kolay işlenebilirlik kazanmakta, hamurun mayalanma kabiliyeti artmakta, daha kaliteli ve verimli ekmek elde edilmektedir.
Hamurda, diğer bileşenlerin karışmasını sağlayan, hamura arzu edilen akışkan yapıyı kazandıran mayalanmayı temin eden ve son ürün kalitesi üzerinde etkili olan bir bileşendir. Ekmek yapımında orta sertlikte su kullanılmalıdır (8-12 Fransız sertliği).
0 comments